Sonraki süreçte ise aile, şirketin yüzde 99’una sahip oldu. İAR’de Altın Borsası ve birkaç banka ise yüzde 1 hisseyle temsil ediliyor. 2011 yılında Londra Külçe Piyasaları Birliği’nin (LBMA) dünyadaki en iyi rafineriler listesine (Good Delivery List) girmeyi başaran İAR, 2011’den sonraki süreçte çok hızlı bir şekilde ihracat büyümesi yaşadı.
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının sıralandığı İSO 500 listesinde her yıl yükselişte olan İAR, 2015 yılında elde ettiği 4,8 milyar TL’lik cirosuyla, geçen yıl hazırlanan listede 12 sıra atlayarak 14’üncülüğe yerleşti. Geçen yıl 1 milyar 250 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren İAR, bu yılın ilk üç ayını da istikrarlı bir büyümeyle geçirdi.
Şirket, hükümetin son günlerdeki yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılma girişimlerine paralel olarak iş hacminde önemli bir büyüme bekliyor. Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde muhabir arkadaşımız Özlem Bay Yılmaz ile konuşan İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Ayşen Esen’in değerlendirmelerini ana başlıklar halinde paylaşıyoruz.
- Altınla ilgili bir regülasyon çıkacağı zaman, bir yenilik yapılacağı zaman biz hep işin içindeyiz. Biraz oyun kuruculuk yapma, öncülük etme, işin anlaşılması, öğrenilmesi ve geliştirilmesi için çalışma gibi bir misyonumuz var. İAR olarak, altın bankacılığı operasyonunu Türkiye’de başlatan şirketiz. Şu anda 11 banka ile altın bankacılığı çalışmasını yürütüyoruz. Halktan toplanan altınların bankalardaki altın hesaplarına konulması sürecinde bütün ekspertiz, rafinasyon, gram altın olarak teslim edilme sürecini yürütüyoruz.
- Yastık altındaki altın çok büyük. 3-5 bin ton arasında bir rakam hesaplanıyor. Bu da 150- 200 milyar dolar arasına denk geliyor. Bu, para basmadan ekonomiye katabileceğiniz bir rakam. Bunu ekonomiye kattığınız zaman olacak canlanmayı düşünün. Tabii çok da kolay değil. Bu altınların yaklaşık 2,2 milyar dolarlık kısmını yastık altından çıkardık, henüz emekleme aşamasındayız. İnsanlar altına farklı bir şekilde bağlılar. Onu kolay kolay elden çıkarmak istemiyorlar. Bu rakamın, bankaların, TCMB ve Hazine gibi halkımıza güven veren kurumların aktif oynayacakları rol ile daha da artacağını düşünüyoruz.
- Geçtiğimiz yıllarda bu şekilde yastık altından yaklaşık 60 ton altın çıktı. 3-5 bin tonun yanında bu hiçbir şey değil. Bu konuda özellikle son 1-2 yıldır sürekli Merkez Bankası’na, devlete, bankalara telkinlerde bulunduk ve çeşitli araştırmalarımızı sunduk. “Bu munzam oranlarını değiştirin”, “Munzam oranlarını yaparken işin içine bir miktar ‘halktan gelme’ kuralı koyun” dedik. Bu yönetmelik bu yıl çıktı. Bu da teşvik edici oldu.
- Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz günlerde açıklama yaptığı altın tahvili ve kira sertifikaları enstrümanlarının gerekli tanıtım ve bilgilendirme çalışmaları yapıldığı takdirde, yeterli talebin olacağını tahmin ediyoruz. Altın tahvili, altın sertifikası, altın bankacılığı, halkın bankada tuttuğu altınları kolayca göndermesini sağlayabilmesi adına altın EFT’si gibi uygulamalar fayda sağlayacak. Önümüzdeki birkaç yıl içinde 3-5 bin tonun içinden sadece yüzde 10’u çıkarsak bunun ekonomiye katacağı rakam 20 milyar dolar. Bunun üzerine yoğun olarak çalışıyoruz.