FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Dünyanın önemli iletişim gruplarından biri olan IPG’nin Lowe ve Mullen’i birleştirme kararı almasının ardından geçen yıl Türkiye’de de Lowe İstanbul’un ismi, kurumsal kimliği ve iş yapış biçiminde değişime gidildi. MullenLowe İstanbul adını alan ajans, bu değişimle birlikte farklı alanlardaki yetenekleri bir kavşakta buluşturup müşterilerine iletişimin her alanında hizmet vermeye başladı.
Bu değişimden sonra ilk defa geçen hafta Ekonomist Reklam Değerlendirme Kurulu’nda da yer alan MullenLowe İstanbul Ajans Başkanı Ela Gökkan Savcı ile bir araya geldik. Kurumsal entegrasyonu geçen yıl tamamladıklarını ve bu değişimle birlikte müşterilerine daha farklı teklifler götürebildiklerini ifade eden Ela Gökkan Savcı, onlara daha geniş çaplı hizmet vermeye başladıklarının altını çiziyor.
Artık daha da girişken ve atılgan bir ajans yapısına kavuştuklarını söyleyen Savcı, yeni logolarında yer alan ahtapotun yeni iş yapış biçimini tam olarak ifade ettiğini anlatıyor.
WPP ve Publicis gibi büyük iletişim networklerinin Türkiye’de yatırım yaptığını hatırlattığımız Ela Gökkan Savcı, Türkiye’de IPG’nin radarına giren şirketler olduğunu söylüyor. Ancak MullenLowe networkü olarak yakın zamanda böyle bir yatırımın planlanmadığı bilgisini veriyor.
Peki ajansta işler nasıl gidiyor? Ela Gökkan Savcı, ajansın son üç yıldır her yıl yüzde 15’in üzerinde büyümeyle bugünlere geldiğini ve çalışan sirkülasyonunun da bu süre içinde ciddi oranda düştüğünü söylüyor. Bugün uluslararası müşterilerinin bölge ülkeler için yaptıkları kampanyaları üstlendiklerini dile getiren Savcı, “Örneğin Unilever için yaptığımız işlerin neredeyse yüzde 30’u Türkiye’de hiç görülmüyor. Dünyanın herhangi bir yerinde gördüğünüz THY posteri bizim ajansımızdan çıkıyor” diye konuşuyor.
Reklamverenin 2017 bütçesini dikkatli yaptığını ve bu yılın başından beri bir ağırdan almanın söz konusu olduğunu ifade eden Ela Gökkan Savcı, konkur sayısındaki azalmaya da dikkati çekiyor.
Bu dönemde satış kampanyalarının daha ağırlıkta yapıldığının da üzerinde duran Savcı, ancak markaların farklı hedef kitlelere ulaşmak için var olan çizgilerinden uzaklaşmaması gerektiğinin de altını çiziyor. Gelecek için umutlu olan Savcı, reklamverenin bu temkinli hareketinin eyül ayı ile birlikte sonlanıp işlerin daha hareketlenmesini beklediğini söylüyor.