Bir dönem her evin olmazsa olmazı dikiş makinelerine olan ilgi sonradan azalmıştı. Ancak son dört yıldır ev tipi dikiş makinesi satışları yeniden artıyor. 2015’te yüzde 30’un üzerinde büyüyen pazarın büyük oyuncularından Singer Türkiye’nin genel müdürü Sinem Kınran Parlak, bunu hobi pazarına ve moda programlarına olan ilgiye bağlıyor.
FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Dikiş makinesi, bir dönem çeyiz listelerinin başında gelirdi. Her evde mutlaka bir dikiş makinesi bulunurdu. Ancak bu makineler hazır giyim ve perakende sektörlerinin gelişmesiyle birlikte evdeki yerlerini yavaş yavaş kaybetmeye başladı.
Dört yıl öncesine kadar sürekli düşen bir ivmeyle dikiş makinesi satışı yapan Singer Türkiye’nin genel müdürü Sinem Kınran Parlak, dört yıldan beri ise satış ivmesinin yukarıya çıktığını anlatıyor. Parlak, geçen yıl 270 bin ev tipi dikiş makinesi satışı yapılan Türkiye’de kendilerinin yılda 250 bin adetlik satış gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
Hobi pazarının gelişmesinin yanında moda programlarının etkisiyle satışların artmaya başladığını söyleyen Parlak, Singer’in son iki yıldır satışlarında yüzde 35’lik artışın diğer nedenlerini ise şöyle açıklıyor: “Son dört yıldır ucuzluk marketlerinde dikiş makinesi satışı yapılmaya başlanması satışları tetikledi.
Biz de 2010’dan bu yana A101 ile çalışıyoruz. En düşük modelimiz 229 TL’ye satışta. Her gün şube sayısı artıyor ve sipariş miktarı da yükseliyor. Özellikle Anneler Günü ve okulların açıldığı dönem en çok satış yaptığımız zamanlar.”
50’YE YAKIN ÜRÜNÜ VAR
Singer ürünleri sadece A101’lerde satılmıyor. Şirket, Tchibo’dan beyaz eşya bayilerine kadar toplam 10 binin üzerinde satış noktasında 50’ye yakın ürünüyle bulunuyor. Şirketin pazarlama iletişimi stratejisi ise diğer şirketlerden oldukça farklı. Üniversitelerin moda tasarım bölümlerinde, İSMEK’lerde, Halk Eğitim Merkezleri’nde, kız meslek liselerinde ve moda okullarında Singer sınıfları açılıyor. Şirket, bugünlerde dikiş eğitiminin ev ekonomisi dersi adı altında çocuklara tekrar gösterilmesi için uğraşıyor.
Sinem Kınran Parlak, iletişimde aktif olmasalar da dergi ve televizyon mecrasını kullandıklarını söylüyor. Özellikle televizyonda sundu-sunar sponsorluğu ya da ürün yerleştirmeyle yer alan şirket, yakın zamanda dijital mecrayı da kullanmaya başladı. Dijitalde farklı çalışmalar yaptıklarını söyleyen Parlak, son olarak Facebook’ta bir grup açtıklarını, makineyle yapılan işlerin paylaşılmasını istediklerini ve üç haftada 20 bin gönderi aldıklarını ifade ediyor.