2016’da yaşanan pek çok olumsuz gelişmeye rağmen reklamverenlerin Türkiye’nin geçmişindeki deneyimlerinin etkisiyle normalleşme yönünde tepki vermesinin bu büyümeyi getirdiği ifade ediliyor.
FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Sektör 2017 yılında da iki haneli büyümeyi sürdürmeyi hedefliyor. 2016, ardı ardına yaşanan terör olayları, darbe girişimi, OHAL ilanı, AB ile ilişkilerin seyri derken sıra dışı olayların birbirini izlediği bir yıl oldu.
2016’da temkinli davranan ve yatırımlarının hızını yavaşlatan iş dünyası, iletişim stratejilerini ve bütçelerini de yeniden gözden geçirdi.
Fakat tüm bu olayl
2017 yılına ilişkin pazarlama iletişimi profesyonellerinin beklentisi ise ekonomide normalleşme yolunda adımların atılması. Çünkü ancak bu şekilde iletişim sektörünün hız kesmeden büyümesi mümkün olacak.
EN HIZLI TV VE DİJİTAL
Reklamcılar Derneği verilerine göre, 2016’nın ilk altı ayında reklam yatırımları önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyüdü.
Büyümenin itici gücünü dijital ve TV mecrasının üstlendiğini söyleyen Reklamcılar Derneği Başkanı Kayhan Şardan, radyo reklamlarında kayda değer bir büyüme oranı yakalandığını ifade ediyor.
Tüm yıla bakıldığında mecra olarak televizyon ve dijitalin büyümesini sürdürdüğü 2016’da, reklama en çok yatırım yapan şirket ise Unilever oldu.
Onu Benckiser ve Türk Telekom takip etti. Sektörel olarak bakıldığında ise
yayıncılık, gıda, iletişim kozmetik ve kişisel bakım ile içecek reklama en çok yatırım yapan sektörler olarak öne çıktı.
Sektör temsilcilerinin beklentisi iki haneli büyümenin 2017’de de sürmesi. 2017’de radikal bir değişim beklemediğini söyleyen Reklamcılar Derneği As Başkanı Demet İkiler, belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde olduğu gibi 2017’de de değişebilir planlar yapmanın ve esnekliğin önemli olacağının altını
çiziyor.
Türkiye’de reklam yatırımlarını arttırmak, sektörü güçlü kılmak ve tüketiciye güven vermek adına bazı akılcı önlemler alma zamanı geldiğini belirten Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura ise ölçümlemenin bu konuda önemli bir etken olduğunu söylüyor.
Son altı yılda TV, dijital, radyo ve açık havada bu konuyla ilgili örgütlenmenin olumlu sonuçlarının görüldüğünü ifade eden Pura, “Umarız basın da bu gelişmeye uyar” diye konuşuyor.
Ahmet Pura, yerel yayıncıların, yerel ajansların desteklenmesi ve yerel markaların reklam yapma konusunda yüreklendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Pura, diğer önlemlerle ilgili ise şunları söylüyor: “Reklamı yayınlayan ve reklamları oluşturan yayıncılar ve reklam ajansları müşterek
bir stratejiyle hareket etmeli. Yayıncıların markalara güven veren şeffaf bir düzen oluşturmaları ana koşul. Ayrıca Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı’nın Ocak 2017’de yürürlüğe girecek ve beraberinde birçok çelişkileri getirecek açık karşılaştırmalı reklam uygulamasını da sektörün hazır olabileceği akılcı bir süre için ertelemesi hayati önem taşıyor.”