Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, inşaat sektöründe mavi yakalılar konusunda yaşanan sorunu AA muhabirine anlattı.
Bu problemin nedeninin son 15 yıla dayandığını ve son yıllarda usta-çırak ilişkisinde daha büyük kopukluklar yaşandığını aktaran Şişik, "Eleman sıkıntısı nedeniyle çıraklar daha işin inceliklerini öğrenmeden usta konumuna geliyor. Türk inşaat firmalarının yurt dışında birçok projesi var. Pandemi döneminden sonra bu firmalar kalifiye elemanları yurt dışına götürdü. Bunun sonucunda sektörde bir sıkıntı baş gösterdi. Son dönemde yaşanan enflasyonist ortam da sorunu tetikleyince kalifiyeli eleman bulma noktasında bir açık ortaya çıktı." dedi.
"Günlüğü 2 bin liraya işçi zor bulunuyor"
Şişik, bu soruna paralel olarak, 6 Şubat'ta yaşanan asrın felaketinden sonra birçok inşaat firmasının deprem bölgesinde faaliyette bulunduğuna ve büyükşehirlerdeki işçilerin buraya yöneldiğine dikkati çekti.
Bu durumu fırsata çevirmeye kalkanların da olduğunu vurgulayan Şişik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müteahhidin en büyük sorunu zaman. Zamanla yarıştığı için bir kalfa, sıvacı ya da boyacı ihtiyacı olduğunda, eleman bulmakta sıkıntı yaşadığında, rayicin üzerinde ücret ödemek zorunda kalıyor. Piyasadaki meslektaşlarımızdan duyuyoruz; günlüğü 2 bin liraya işçi zor bulunuyor. Bu dönem vinç operatörleri ise hiç bulunamıyor. Onlara aylık 100-150 bin lira ödeniyor. 6 Şubat'taki depremden sonra 11 ilde başlatılan inşaatlar nedeniyle kalifiye elemanların bölgeye gitmesi İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde işçi bulma konusunda sıkıntı yarattı."
"Sektör için ara eleman yetiştirilmesi gerekiyor"
Bu sorunu çözmek için geçici işçi ithalatı yapılabileceğini, bunların geçici çözümler olduğunu ve dönemsel olarak yapılması gerektiğini de kaydeden Şişik, soruna kalıcı çözüm getirmek için meslek okullarına önem verilmesi gerektiğini söyledi.
"Her aile çocuğunun mimar, mühendis olarak yetişmesini istiyor ama sektör ara eleman bulmakta zorlanıyor. Bunun için AYİDER olarak, ilgili bakanlıklarla görüşme yapacağız. Çözüm için acilen meslek okullarının da söz sahibi olması lazım. Sektör için ara eleman yetiştirilmesi gerekiyor. Çözümün odağına meslek okullarını koymalıyız." diyen Şişik, yurt dışından işçi ithal etmenin tepki çekeceğini dile getirdi.
Tepkilerin sorunu ortadan kaldırmayacağını ancak bu çözümü mevcut sorunu aşmak adına geçici bir merhem olarak gördüklerini de anlatan Şişik, "Türk işçilerinin standardını yakalayabilecek ülke olarak Pakistan'ı uygun görüyoruz. Ancak bu konuda sıkı kontrol gerekiyor, çalışma süresinin bitiminin ardından işçilerin ülkelerine dönmeleri sağlanmalı. Ancak bu sorunun tek çözümü meslek okullarının aktif hale getirilmesi. İstanbul'daki deprem riski de göz önünde bulundurularak bir çözüm üretilmeli." diye konuştu.
"Vinç operatörü, mimar ve mühendisten daha fazla maaş alıyor"
AYİDER üyesi müteahhit Melih Tavukçuoğlu da depremin adından devletin başlattığı özverili imar çalışmaları nedeniyle Türkiye'nin her bölgesinden inşaat işçilerinin bölgeye gittiğine dikkati çekti.
Bu nedenle büyükşehirlerde inşaat sektöründe kalifiye eleman sıkıntısı çektiklerine işaret eden Tavukçuoğlu, şöyle devam etti:
"Sektörün en önemli sorunu ara eleman yetişmemesi. Üniversitelerden çok sayıda mimar, mühendis mezun ediyoruz ama ara eleman yetiştiren meslek ve teknik liselerimiz yeterli değil. İnşaat sektörü riski yüksek bir iş kolu. Kışın soğukta, yazın sıcakta çalışmak gerekiyor. O yüzden herkes çalışmak istemiyor. Bu da ücretlere yansıyor. Bazen kalfa, kalıpçı ustası ya da vinç operatörü bir mimar ve mühendisten daha fazla maaş alabiliyor. Bugün iyi bir ustanın yevmiyesi 2 bin 500 liradan aşağı değil. Vinç operatörünün aylığı ise 80 bin liradan başlıyor. Düz bir işçinin yevmiyesi ise 1500 lira civarında. Bir vinç ve makina operatörü kolay yetişmiyor. En az 5-10 yıl deneyim gerekiyor. Aynı şekilde kalfalık içinde bu kadar deneyim gerekiyor. İyi bir usta için 3-5 yıla ihtiyaç var. "
"Ara eleman yetiştirme konusunun ele alınması gerekiyor"
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan ise İstanbul'daki yaklaşık 1 milyon 200 bin konutun 600'ünün problemli olduğunu belirterek, her binanın yıkılıp yeniden yapılamasına gerek olmadığını, güçlendirerek de depreme dayanıklı hale getirilebileceğini söyledi.
Onarım ile güçlendirmenin karıştırıldığı bilgisini veren Türkkan, "Bir binanın yıkılıp yeniden yapılmasının 3'te 1 maliyetine binalar güçlendirilebilir. Yıkılıp yeniden yapılan bina için 18 ay gerekirken, güçlendirme ile 6 ayda binalar oturulabilir hale geliyor. Maliyeti de aynı şekilde düşürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Güçlendirme konusunda inşaatta çalışacak işçilerin daha kalifiye olması gerektiğinin altını çizen Türkkan, "11 ilde inşaat çalışmaları devam ettiği için İstanbul'da güçlendirme alanında teknik ve kalifiye eleman bulmakta ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle İstanbul'da kentsel dönüşüm nedeniyle inşaat sektörünün eleman ihtiyacı var ama bunun karşılanamadığını görüyoruz. Hızlı şekilde ara eleman yetiştirme konusunun ele alınması ve teknik liselerin sayısının artırılması lazım." ifadelerini kullandı.
Türkkan, yurt dışından işçi getirmek yerine ülkede olan yabancıların eğitilip inşaat sektörüne kazandırılmasının daha iyi olacağını dile getirdi.
"Cesareti olan varsa gelsin yapsın"
Yaklaşık 12 yıldır kule vinç operatörü olarak çalışan İsmail Aydemir, mesleğe başladığında bir yıl eğitim aldığını vurgulayarak, zor ve riskli bir iş yapmasına rağmen mesleğini sevdiğini söyledi.
Aydemir, vinçin tepesine çıkmak için metrelerce tırmandığını, bina yükseldikçe tırmanma mesafesinin yükseldiğini, yükseklik korkusu olsa bu işi yapamayacağını ve genellikle 8 saat çalıştığını ancak duruma göre 12-13 saat de mesai harcayabildiğini belirtti.
Yüksek maaş eleştirilerine de değinen Aydemir, şunları kaydetti:
"Buna anlam veremiyorum. Maaşımız 80 bin liradan başlıyor ama iş öyle kolay bir iş değil. Aldığımız her kuruşu fazlasıyla hak ediyoruz. Yapmak isteyen ve cesareti olan varsa gelsin yapsın. İstanbul'da inşaat şirketinin konteynerinde kalıyorum. Eşim, çocuklarım Sivas'ta yaşıyor, 3 ayda bir onları görmeye gidiyorum. Kendi ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra maaşımın büyük bir kısmını aileme gönderiyorum. Çocuklarım ve eşim beni o vincin tepesinde görünce korkuyor, endişeleniyor. Birçok arkadaşım maaşından dolayı vinç operatörü olmak istiyor, 'Gelin öğreteyim' diyorum ama yükseğe çıkmaya korkuyorlar."