PwC ve Urban Land Institute’ün (ULI) gayrimenkul sektörüne ışık tutan araştırması Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporu açıklandı.
Rapora göre, politik ve ekonomik dalgalanmalara rağmen gayrimenkul hala cazibesini koruyor. Raporda, politik belirsizlik, dünya genelinde katılımcıların yüzde 81’i, Avrupa’da ise yüzde 70’i tarafından en önemli endişe kaynağı olarak gösterildi.
Pozitif ama temkinli bir yaklaşımın öne çıktığı raporda, araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlası, artan inşaat maliyetlerinin 2020’de sektörü etkileyeceğini belirtti.
GAYRİMENKULDE DEĞERLENME ÜCRETLERİ BELLİ OLDU
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Listesi’nin ilk 10 kenti, sırasıyla, Paris, Berlin, Frankfurt, Londra, Madrid, Amsterdam, Münih, Hamburg, Barselona ve Lizbon oldu.
31 Avrupa kentinin yer aldığı listede Türkiye’den temsil edilen tek kent olan İstanbul, bu yıl geçen yılki gibi sonuncu sırada değil, Moskova’nın üzerinde 30’uncu sırada yer aldı.
SON TRENDLER
ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal, Avrupa’da gayrimenkul yatırımcılarının iştahlarının belirgin olarak lojistik tesislerine, yaşlı bakım ve emekli evlerine, paylaşımlı ekonomi kapsamındaki karma kullanımlı yaşam projelerine, öğrenci yurtlarına, sağlık tesislerine, data merkezlerine, servisli apartmanlara, paylaşımlı ofislere kaydığını söylüyor.
Bundan 7-8 yıl önce ön sıralarda yer alan şehir içi ve şehir dışı alışveriş merkezlerinin gayrimenkul yatırımcıları tarafından artık listenin en sonlarında ve en az geliştirilen ve talep gören ticari gayrimenkul kategorisi olarak değerlendirildiği görülüyor. Trendlerde ön plana çıkan eğilim, geliştirme ve inşaat maliyetlerinin yükselmesi sonucunda ev sahibi ya da kiracı
olmanın zorlaşması ve Avrupa’da hükümetlerin kira artışlarını kontrol altında tutmalarına yönelik baskılar oluyor.
İklim krizi, geliştiricileri ve yatırımcıları daha fazla önlem ve tedbirler almaya zorlayan bir başka bir trend.
İçerisinde konutların da yer aldığı karma kullanımlı projeler de artık çok daha belirgin bir şehirleşme mozaiği olarak karşımıza çıkacak bir gayrimenkul geliştirme trendi olarak görülüyor.
ÇEVRE ÖNE ÇIKIYOR
Katılımcıların üçte ikisinden fazlası, çevresel sorunların işlerine etkisi hakkında endişeli olduklarını dile getiriyor.
Araştırma katılımcılarının neredeyse yarısı, halihazırdaki gayrimenkul portföylerinde iklim değişikliği riskinin yükseldiğini, yüzde 73’ü ise bu riskin önümüzdeki beş yılda daha da artmasını beklediğini belirtti.
Katılımcıların yüzde 80’i gelişen mobilite ve altyapı çözümlerinin yatırım kararı alma süreçlerinde etkili olduğunu söylüyor. Ulaşım bağlantısı, kent seçimini etkileyen en önemli faktör oluyor. Bisiklet, motosiklet ve araç paylaşımından otomatik araçlara kadar yeni çözümler, gayrimenkul yatırımcıları ve geliştiricilerinin en değerli bina ve bölge tercihlerini değiştirebiliyor.
Ülkemizde de kentlerin planlanmasında insan ve toplum odaklı kent uygulamalarının teknoloji ile birleştirilmesi sayesinde gayrimenkule erişimin kolaylaşması bekleniyor.
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, raporun sadece barınma ya da sadece iş odaklı gayrimenkul üretimi döneminin kapandığını, ülkemiz için de gayrimenkulün sağlayacağı kişisel ve toplumsal faydanın dikkate alındığı bir gayrimenkul planlamasının gerekli olduğunu düşündürdüğünü söylüyor.
2003'TEN BERİ YAYINLANIYOR
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa raporu, Urban Land Institute (ULI) ve PwC işbirliğiyle 2003’ten beri her yıl yayımlanıyor. Raporda Avrupa’daki gayrimenkul yatırımı ve geliştirme trendleri, gayrimenkul finans ve sermaye pazarları ile birlikte emlak sektörüne ve coğrafi bölgelere göre trendler yer alıyor.
Rapor, yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası tanınmış 900’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayanıyor.