İstanbul'daki bir firmada çalışan işçi, ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek işten ayrıldı. İşçi daha sonra, kıdem tazminatının ödenmesi talebiyle dava açtı.
Bakırköy 16. İş Mahkemesinde görülen davada, işveren, davacı işçinin hiçbir gerekçe göstermeden istifa ettiğini, ücrete yönelik iddiaların doğru olmadığını savundu.
Yerel mahkeme yargılama sonunda, davacı işçinin kıdem tazminatı talebini reddetti.
Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise yerel mahkemenin kararını bozdu.
"Fesih sebebi araştırılmalı"
Dairenin kararında, istifa dilekçesinde davacının, "kendi isteği" ile işten ayrıldığını, borcunun ve alacağının olmadığını ifade ettiği aktarıldı.
Kendi isteğiyle ayrılma halinin bir sebebi değil, daha çok fiili bir durumu yansıttığı vurgulanan kararda, böyle bir durumda da işçinin istifa dilekçesinde feshe yönelik belirli bir neden bildirdiğinden söz edilemeyeceği, fesih sebebinin araştırılması ve belirlenmesi gerektiği belirtildi.
Kararda, somut olayda davacı işçinin, dava dilekçesinde ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürdüğü, duruşmada da bu ücretlere yönelik taleplerini dile getirdiği ifade edildi.
"Tüm alacaklar geniş anlamda ücret içinde değerlendirilir"
Kararda, davacı işçinin, işveren tarafından, "istifa dilekçesi yazdığı takdirde haklarının ödeneceği"nin söylenmesi üzerine dilekçeyi imzaladığını aktardığı belirtildi.
İşçinin iş sözleşmesini, ücretlerin ödenmemesi nedeniyle feshettiği tespitine yer verilen kararda, 4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesine göre, "ücretin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmemesinin" işçi yönünden haklı fesih sebebi olduğu vurgulandı.
İşçinin ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ikramiye gibi tüm alacaklarının geniş anlamda ücret içinde değerlendirildiği ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Somut olayda davacının fazla çalışma ücretinin ödenmediği dosya kapsamından açıkça anlaşılmakta olup, işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği kabul edilmelidir. Mahkemece, davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken hatalı hukuki değerlendirme yapılarak talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir."