Atıktan biyoteknolojik ürünler üreteceğiz

27 Ekim 2022 | 20:35
Burcu Tuvay btuvay@ekonomist.com.tr

Bu yıl 14'üncüsü gerçekleşen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nda GeneOn'un kurucusu Begüm Esra Aytan, 'Türkiye'nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi' seçildi. Aytan, "Atık türlerinin geri dönüşümü için biyoteknolojik ürünler üreteceğiz" diyor.

16 Mayıs 2021 tarihli sayıdan

Ekonomist Dergisi, Garanti BBVA ve Türkiye Kadın Girişimciler Demeği'nin (KAGİDER) iş birliğiyle 14'üncü kez gerçekleştirilen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nda, GeneOn'un kurucusu Begüm Esra Aytan, 'Türkiye'nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi' seçildi.

İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde devam ettiği lisans eğitiminin son yılında TÜBİTAK Teknogirişim'den destek alarak şirketini kuran Aytan, PET türü plastiği ham maddelerine kadar parçalayan tamamen biyolojik, çevreye zararsız ve etkin bir enzimin bakterilerle üretimi üzerine çalışmaya başladı.

Dünyada bu enzim üzerinde çalışan az sayıda kişiden biri olarak TÜBİTAK'tan proje başarı belgesi aldı. Aytan, şimdi TÜBİTAK'dan aldığı ikinci destekle koenzim aktivite-sini artırarak endüstriyel üre time uyarlamak için çalışıyor.

Bir diğer projesi olan boyalı tekstil atık sularının yine tamamen biyolojik, kimyasal içermeyen ve çevreye zarar vermeyen bir bakteriyel enzimle dekolorizasyonu (Eski saf rengine döndürülmesi) ve su sarfiyatının önüne geçilmesi için geliştirdiği projede KOSGEB tarafından desteklendi.

Çevreci bir yaklaşımı benimseyen şirket; daha sağlıklı, daha az maliyetli ürünler üreterek, biyolojik geri dönüşümü yaygınlaştırmayı hedefliyor. Aytan, "Atık türlerinin dönüşümü için de yeni biyoteknolojik ürünler üretmek ve bu ürünleri ilgili endüstrilere ulaştırmak asıl hedefimiz" diyor. Aytan, projelerini ve büyüme hedeflerini Ekonomist'e anlattı.

GeneOn'un kuruluş hikayesinden kısaca bahseder misiniz?

GeneOn’u kurma serüvenim henüz bir üniversite öğrencisiyken başladı. 2017 yılında üniversite öğrenicisiyken ilk projemi yazarak TÜBİTAK’a başvurdum. Başvuru süreçleri devam ederken İnovasyonda Kadın Yarışması’na katılarak Türkiye genelinde seçilen ilk beş kadın girişimciden biri oldum ve bu yarışmada ödül aldım.

Ardından TÜBİTAK 1512 Programı kapsamında hibe almaya hak kazandım. Mezun olduktan hemen sonra da 2018 yılında GeneOn Biyoteknoloji’yi kurdum ve TÜBİTAK’tan aldığım hibe ile ekibimle birlikte çalışmalara başladım.

O günden bu yana, GeneOn’da çevre biyoteknolojisi için stratejik öneme sahip biyoteknolojik ürünlerin üretimi üzerine AR-GE ve üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Projelerimizin tamamı TÜBİTAK ve KOSGEB bünyesinde desteklenmeye devam ediyor.

Kaç kişilik ekiple, nerede çalışmalarınızı gerçekleştiriyorsunuz?

GeneOn’un çekirdek ekibi moleküler biyoloji, genetik mühendisliği, nanobiyoteknoloji, tıbbi genetik alanlarında uzman dört kadından oluşuyor. Çalışmalarımızı Yıldız Teknopark’ta yer alan laboratuvarımızda gerçekleştiriyoruz.

Plastikler konusunda ne gibi çalışmalarınız bulunuyor?

GeneOn'da plastiklerin zararlı kimyasal ve yüksek sıcaklık kullanmadan, çevreye zarar verme den, düşük maliyetli ve tamamen biyolojik bir ana madde ile ham maddelerine ayrıştırılmasını sağlayan bir enzim üretiyoruz; bunun adı da PETman. PETman, oda sıcaklığında dahi PET'İ parçalama aktivitesine sahip.

Enzimin geninde yaptığımız mutasyon ile aktivitesini de doğal formunda göre dört kat artırdık. Bu ürünümüzün patent başvuru süreci devam ediyor.

Bu çalışmanızı endüstriye uyarladınız mı?

Ülkemizde ve dünyada yer alan; petrokimya ve geri dönüşüm sektörlerinden birçok büyük şirket ile iletişim içindeyiz. Bu süreçlerin büyük bir kısmını karşılıklı anlaşma üzerine gizlilik içerisinde yürütüyoruz çünkü karşılıklı bir proses geliştirme işi yapılıyor.

GeneOn'da henüz endüstriyel seviyede bir üretim yapmıyoruz. Ürünlerimizi pilot seviyede üretim ve deneme esasına göre endüstriyel sistemlere optimize etmek için çalışıyoruz.

Boyalı tekstil atık suları ile ilgili projeniz var. Bu proje ile hedefleriniz neler?

PETman'e çok benzer bir üretim metodunu kullanarak ürettiğimiz ikinci biyoteknolojik ürünümüz: VVATman. VVATman de 25-50C aralığında aktif şekilde çalışan ve tekstil atık sularındaki boyar maddelerin parçalanmasını sağlayan bir enzim.

Bu ürünümüzün patent başvuru süreci devam ediyor. Tekstil endüstrisinin farklı kademelerinde yer alan şirketlerden aldığımız örnekler ile dekolorizasyon aktivitesi çalışıyor ve müşteriye özel ürün ve uygulamalar tasarlıyoruz.

Üzerinde çalıştığınız projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bu yıl yeni bir projeye atılmadan önce, PETman ve WATman'in endüstriyel optimizasyonlarını tamamlamayı hedefliyoruz. Ardından ise PET türü plastik ve tekstil atık sularında olduğu gibi, diğer atık türlerinin geri dönüşümü için de yeni biyoteknolojik ürünler üretmek ve bu ürünleri ilgili endüstrilere ulaştırmak asıl hedefimiz.

Ürünlerinizi yurtdışına ihraç edecek misiniz?

Ürünlerimiz özellikle yurtdışındaki şirketler tarafından oldukça yoğun ilgi görüyor. Bu da ürünlerimizin yurtdışındaki sistemlere entegrasyonunu hızlandırıyor.

Çünkü talepte bulunan şirketler aynı zamanda kendi geri dönüşüm sistemlerini tanımlayan ve bizim ürünlerimizi kullanabilecekleri aşamaları da içeren önerilerle bize ulaşıyorlar.

GeneOn'da endüstriyel üretim hattı kurulumunun tamamlanmasının ardından yurtdışında iletişim halinde olduğumuz ve ürün talebi bulunan müşterilerimize doğrudan ürün ulaştırabilmeyi hedefliyoruz.

“ÖDÜL BÜYÜK MOTİVASYON OLDU”

“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi yarışmasının son derece prestijli bir yarışma olduğunu düşünüyorum. Yarışmanın ev sahipleri olan Ekonomist, Garanti BBVA ve KAGİDER ailelerinin çok kıymetli üyeleri var.

Dolayısıyla girişimimizin bu yarışmada başarı elde etmesi benim için çok önemliydi. ‘Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi’ seçilmek hem benim hem de ekibim için çok büyük bir motivasyon oldu. Buna ek olarak süreç içerisinde çok değerli isimlerle tanıştım, her birinden çok kıymetli görüşler aldım.”

"KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNDE YENİ BİR ÇAĞA GİRDİK"

"Artık kadın girişimcilik dünyasında yeni bir çağa girdik. Eskiden girişimcilik dünyasında kadına karşı olan tabular yıkılmaya başladı ve yıkılmaya da devam edecek.

Bu da kendine güvenen ve başaracağına inanan kadın girişimcilerin sektördeki varlığı ile mümkün. Bu nedenle kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına benim önereceğim en önemli şeyler: olumsuz görüşlere aldırış etmeden hedefe yönelik çalışmaları ve asla kendilerine olan güvenlerini kaybetmemeleri.
Etiketler
TÜBİTAK Kagider