Balpınar, o günleri TRT Haber'e anlattı:
- "Açıköğretim Fakültesi kurulduğunda 80'li yılların başında İngilizce zorunlu bir dersti. Başka bir amaçla üniversiteye gelen bir İngiliz arkadaşımızla soyunduk girdik işe. Mike İngilizce anlatıyordu, ben Türkçe. Prompter hiç kullanmadım. Kameranın ortasına bir sınıfı oturttum ve o sınıfa ders anlattım. O dönemde hapishanelerden mektup geldi, lütfen bize kitap gönderin diye. Bu şekilde İngilizce çalışan, İngilizce öğrenen insanlar oldu."
- "Ürgüp'e gitmiştik. Bir küçük oğlan, 'anne anne televizyondaki teyze' diye bağırdı. Dedim ki, 7 kat yerin dibine gitsem bir yerden beni tanıyan çıkacak. O zamanlar öyleydi, şimdi fazla tanıyan yok"
- "Birinci Hava Üssü burada. Tam konuşmaya başlıyoruz, 'hocam durun' diyorlar, çünkü uçaklar geçiyor. Artık o kadar ustalaşmıştım ki anlatacaklarımı iki uçağın kalkışı arasına sığdırıyordum"
Balpınar, birlikte programı sunduğu ve İngiltere'de yaşayan Michael Smith'le hala görüşüyor ve o günleri anıyor.
Şimdilerde Anadolu Üniversitesi'nde İngilizce öğretmeni yetiştirmeye devam ediyor.
Balpınar, "Okumak dili çok gelitiren bir şeydir. Hem Türkçe hem İngilizce. Mutlaka okusunlar" diyor.