Hedef uzun vadeli istikrar olmalı

27 Ekim 2022 | 17:19
Bankacılık sektörünün duayen ismi QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, ekonomi politikalarının uzun vadeli istikrara odaklanmasının piyasalardaki oynaklığın azaltılmasına yardımcı olacağı görüşünde.

Sibel Atik
satik@ekonomist.com.tr

Ömer Aras, bu ay sonunda açıklanması beklenen 2021-2023 Yeni Ekonomi Programı'nın ise bu yönde mesaj vermek için iyi bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Pandemiyle birlikte zorlu sürece giren ekonomide ülke olarak yılın ilk 7 ayında 21.6 milyar dolarlık cari açık verdik. Bu artışın önemli bir kısmı, hizmet gelirlerindeki daralma ve yurtiçi altın talebindeki artışla ilgili olurken, parasal desteklerle hızlı kredi büyümesinin de bunda etkisi oldu.

Döviz açığındaki artış ve kurlarındaki yükselmeye ek olarak enflasyonun çift haneli seviyelerde kalması da negatif etki yarattı. Bankacılık sektörüne yıllarını vermiş duayen isimlerden biri olan QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras'a yeni dönem beklentilerini sorduk.

Finans sektöründe akademisyenlik geçmişi olan ve 1987 yılında Hüsnü Özyeğin ile birlikte Finansbank'ın kuruluşunda yer alan Ömer Aras, bu zorlu süreçten çıkışın uzun vadeli istikrara odaklanmaktan geçtiği görüşünde.

Piyasalardaki oynaklığın giderilmesi için istikrara işaret eden Aras, bu ay sonunda açıklanması beklenen 2021-2023 Yeni Ekonomi Programı'nın, bu yönde mesaj vermek için iyi bir fırsat sunduğunu da söylüyor...

2021'DE BÜYÜME HIZLANACAK


Pandemi ile birlikte, bütün ülkeler için sene başında yapılan ekonomik tahminler geçerliliğini yitirdi. Ekonominin tüm dünyada kapanmak zorunda kalmasıyla ekonomide önce sert bir daralma yaşadık. Hükümetlerin ve merkez bankalarının destek politikaları yanı sıra haziran ayından itibaren pandemi tedbirlerinin gevşetilmesi ile ekonomide çarklar tekrar dönmeye başladı.

IMF'nin son tahminleri halen global GSYH'nın bu sene yüzde 4.9, bizim de dahil olduğumuz gelişmekte olan ülkelerin yüzde 3 daralmasının beklendiğini gösteriyor. Ayrıca pandeminin tamamen kontrol altına alınmamış olması, global risklerin önümüzdeki dönem için de devam ettiğine işaret ediyor.

Ülkemiz pandemi sürecinde ekonomik aktiviteye destek adımlarını hızla hayata geçirdi. Bu sebeple, toparlanma da oldukça hızlı gerçekleşti. 2020 yılında, ikinci çeyrekteki sert daralmanın etkisi ile GSYH'nin hafif negatif olma ihtimali devam etmekle birlikte, önümüzdeki sene büyümenin belirgin olarak hızlanacağını düşünüyoruz.

TEDBİRLERDE GERİ ÇEKİLME


Bankacılıkta 2019 yılının son çeyreğinde başlayan büyüme trendi, 2020 yılının ilk çeyreğinde de ivme kazandı. QNB Finansbank olarak biz de sektörün üzerinde bir kredi büyümesi ile bu trende öncülük ettik. Ancak COVID-19 salgını, tüm ekonomileri ve sektörleri olduğu gibi Türk ekonomisini ve bankacılık sektörünü de etkiledi.

Pandemi sürecinde kamu bankalarının özel banklara oranla daha aktif rol oynadığını görüyoruz. Bu doğrultuda, kamu bankalarının toplam kredilerdeki payı geçen sene sonundaki yüzde 44.9'dan ağustos sonunda yüzde 47.6'ya, mevduat payı ise aynı dönemde yüzde 38.2'den yüzde 43'e yükseldi.

Tabii büyüme tarafındaki hızlı bir toparlanma hayata geçirilirken, olağanüstü dönemlerde alınan olağanüstü önlemlerin yan etkileri de oldu. Bunların başında cari dengedeki bozulma geliyor.

Bu doğrultuda, pandemi döneminde devreye alınan aktif rasyosu, kredi büyüme hedefli zorunlu karşılık oranları, para politikasının gevşetilmesi gibi uygulamalar, son dönemde kademeli olarak geri alınmaya başlandı.

Önümüzdeki dönemde bu olağanüstü tedbirlerin geri çekilmeye devam edilmesini beklerken, bunun ekonomik istikrarın devamı açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.

UZUN VADELİ İSTİKRAR ÖNEMLİ


Merkez Bankası'nın sıkılaşma adımlarıyla banka faizleri son dönemde yükselme eğilimi gösteriyor. Önümüzdeki aylarda enflasyonun yataya yakın seyretmesini beklediğimiz için, bir süre daha kısa vadeli faizlerin yüksek tutulması; dolarizasyon eğiliminin tersine çevrilmesi ve kurun istikrarı açısından önemli.

Önümüzdeki dönemde ise ekonomi politikalarının uzun vadeli istikrara odaklanması piyasalardaki oynaklığın azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bu ay sonunda açıklanması beklenen 2021-2023 Yeni Ekonomi Programı, bu yönde mesaj vermek için iyi bir fırsat sunuyor.

ENPARA RAKİPSİZ DİJİTAL BANKA QNB


Finansbank olarak teknoloji ve dijitalleşme konusunda attığımız adımlarla bugüne dek sektörde hep öncü olmaya gayret ettik. 2012 yılında kurduğumuz Enpara, bugün hala rakipsiz bir dijital banka. Banka içinde kurduğumuz inovas-yon merkezimiz QNBEYOND'un temelleri 2018 yılında atıldı. Fintech ekosistemindeki girişimleri hem destekliyor, hem de onlarla farklı alanlarda işbirlikleri geliştiriyoruz.

QNB Finansbank olarak dijitalleşmeyi hizmet kalitemizi yükseltmek ve müşteri memnuniyetini arttırmak olarak görüyoruz. Uzaktan müşteri kazanımı ve açık bankacılık önümüzdeki dönemde dijital dönüşümde etkili olacak iki başlık olarak öne çıkıyor. Düzenleyici kurumların da, dijitalleşme konusunda destekleyici ve öncü rol almalarını bekliyoruz. Bunun Türk bankacılık sektörünün gelişimi için önemli olduğunu düşünüyoruz.

“EMEKLİLERİN DİJİTAL HİZMET KULLANIMI PANDEMİDE YÜZDE 20 ARTTI”


“Pandeminin ülkemizde tepe noktasını yaşadığı dönemde, şubelerimizden işlem yapan müşteri sayımızda COVID-19 öncesine kıyasla yüzde 80 oranında bir düşüş gözlemledik. Bu süreçte banka olarak mükemmel bir bankacılık deneyimi sunmaya devam ettik. COVID-19’un etkilerinin en yoğun yaşandığı dönem olan mart ve nisan ayları başta olmak üzere, dijital müşteri kazanımı önemli bir artış kaydetti.

Özellikle sokağa çıkma yasaklarının da etkisiyle birlikte dijitalleşmede şaşırtıcı bir gelişmeyi emekli müşterilerimizde yaşadık. Emekli müşterilerimizde dijital kanalları kullanma oranı, bu dönemde yüzde 20’nin üzerinde arttı. Pandemi öncesi dönemde dahi, nakit işlemlerde şubelerin payı yüzde 10’un altına düşmüştü. İleriye dönük şubelerin fonksiyonlarında değişiklik ve sayılarında bir optimizasyon söz konusu olabilir.”