Trump'ın politikaları doları vurdu: Mart 2022'den beri en düşük seviye

ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarının etkisiyle değer kaybeden dolar endeksi, 97,9 ile Mart 2022'den bu yana en düşük seviyesini görürken, avro/dolar paritesi de 1,1573 ile Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesine çıktı.

21 Nisan 2025 | 15:06

ABD Başkanı Donald Trump'ın tarife politikaları ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı hakkındaki söylemlerinin etkisiyle gerileyen dolar endeksi, 97,9 ile Mart 2022'den bu yana en düşük seviyesini gördü.

Başkan Trump'ın gümrük tarifesi politikaları ve Fed Başkanı'nı görevden alabileceğine dair söylemleri ülke ekonomisine duyulan güveni sarsıyor. Bu durum ülkede resesyon ve enflasyon endişelerini de beraberinde getirirken, ülkenin para birimi olan dolar diğer para birimleri karşısında değer kaybediyor.

Gelişmelerin etkisiyle şubat ayından bu yana değer kaybeden dolar endeksi bugün 97,9 ile Mart 2022'den bu yana en düşük seviyesine geriledi. Dolar endeksinin içinde en yüksek paya sahip olan avro da dolar karşısında yükselişini sürdürdü. Avro/dolar paritesi 1,1573 ile Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Paritenin yıl başından bu yana yüzde 11,3 değer kazandığı görüldü.

Dolardaki gerileme altın fiyatlarının yukarı yönlü ivmesini destekledi. Altının ons fiyatı, tarife politikalarındaki belirsizlikler ve zayıflayan doların etkisiyle bugün 3 bin 397 dolarla rekor kırdı.

‘PARİTEDE BÖYLE BİR YÜKSELİŞİ KİMSE BEKLEMİYORDU’

Stratejist Cüneyt Paksoy, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yeni yıla girerken avro/dolar paritesinde böyle bir yükselişi kimsenin beklemediğini belirtti. Dolar endeksinin 98 seviyelerine gerilemesinin dolaylı olarak avro/dolar paritesini 1,15 bandına yükselttiğini ifade eden Paksoy, bunun çok kısa bir süre içinde gerçekleşmesinin dikkati çektiğini söyledi.

Paksoy, "Avro/dolar paritesinin yükselişindeki en büyük etken Trump'ın tarife süreciyle başlattığı daha sonra farklı başlıklarla desteklenen olağan dışı bir döneme geçişimizdir." dedi.

Donald Trump'ın, başlattığı tarife kriziyle bazı kazanımlar elde etmek istediğini kaydeden Paksoy, ancak işlerin ABD ekonomisinin lehine gerçekleşmediğini aktardı.

‘TRUMP’A KARŞI BİR CEPHE OLUŞMAYA BAŞLADI’

Paksoy, ABD içinde de Trump'a karşı bir cephe oluşmaya başladığını dile getirdi. Kurumlardan ve bireylerden Trump'ın politikalarının uzun vadede ABD'ye zarar vereceğine dair açıklamalar geldiğini belirten Paksoy, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yani birçok eyalette, ABD'de Trump karşıtı gösteriler yapıldığını global basından gözlemliyoruz. Dolayısıyla Trump ciddi bir başarı ile başkan olmasına rağmen kendi hane halkından, kendi vatandaşından beklediği desteği şu an henüz alabilmiş değil. Yani politikaların beklediği sonuçları henüz gerçekleşmedi. Oluşturduğu süreç her ne kadar 3 ay için ötelense de ciddi tepkilere sebep oldu. Japonya'dan yani dünyanın majör ülkelerinden çok ciddi tepkiler gördü. Bu da ABD için bir sıkıntı oluşturdu."

‘ÇİN'İN UYARISI ÖNEMLİ’

Paksoy, Çin'in "ABD'yle birlik olarak Çin'e ABD isteğiyle tarife uygulayacak ülkelere en sert cevabı vermeye hazırız." açıklamasının önemli olduğunu kaydederek, bu durumun da sürecin ABD'nin aleyhine işlediğini gösterdiğini vurguladı. Aynı zamanda ABD'nin çok ciddi bir borcu olduğunu ifade eden Paksoy, şöyle devam etti:

"ABD'nin ve bu borcu ilk defa dile getiren bir Fed başkanı gördüm. Fed Başkanı Jerome Powell, konuşmasında gerçekten önemli detaylara değindi ama ben uzun süredir ilk kez bir Fed başkanının ABD borçluluğunu ve bunun potansiyel etkilerini konuştuğunu gördüm ve enflasyonu önemsediklerini, potansiyel sürecin ABD ekonomisine getirebileceği riskleri ve yükleri iyi takip ettim. Powell'ın buna göre karar vereceklerini belirtmesi ve bir faiz indirim sinyali vermemesi Trump tarafında da bir Fed karşılıklığı başlattı. Bu da önemli. Şimdi artık piyasaların yeni bir başlığı daha var. O da 'Trump ile Fed arasındaki süreç." Fed'in bağımsızlığı bugüne kadar ABD içinde Trump haricinde pek tartışılan bir konu değildi."

Paksoy, ABD 10 yıllık tahvillerinin de güvenli liman özelliğini kaybettiğini belirterek, ABD 2 yıllık tahvil faiziyle 10 yıllık tahvil faizi arasındaki makasın ciddi şekilde açıldığına dikkati çekti.

Jeopolitik risklere de değinen Paksoy, "Ukrayna'da henüz bir anlaşma, bir barış yok. Trump, barışı getireceğim demesine rağmen orada da henüz bir sonuç alamadı. 'Hatta çekiliriz gerekirse' ifadeleri kullanıldı. İran'da görüşmeler devam ediyor. O ayrı bir stres. Böyle bir ortamda hani güvenli liman olarak dolar tercih edilirdi." diye konuştu.

Paksoy, "Avro/dolar paritesindeki bu yükseliş Avrupa'nın ne kadar işine gelecek onu da ayrıca tartışmak gerekecek." ifadesini kullandı.