'2 başarılı CEO ve 1 doktor yetiştirdim'... Ona göre çocuklara bugün öğretilmesi gereken önemli beceri

Eğitimci ve “How to Raise Successful People” kitabının yazarı Esther Wojcicki, CNBC için "2 başarılı CEO ve bir doktor yetiştirdim. İşte bugün daha fazla ebeveynin çocuklarına öğretmesini dilediğim 1 numaralı beceri" başlıklı bir makale kaleme aldı.

07 Aralık 2022 | 00:48

Youtube CEO'su Susan Wojcicki'nin annesi de olan eğitimci Esther Wojcicki "Küçük yaşta merak, nezaket ve duygusal zeka gibi beceriler geliştirmek, çocukların yetişkin olarak başarılı olmalarına yardımcı olacaktır. Ancak ebeveynlerin bugün çocuklarına yeterince öğretmediği bir beceri var: Öz düzenleme" diyor.

Ona göre çocuklar öz düzenlemeyi öğrendiklerinde, zamanın önemini ve kendi davranış ve eylemlerini nasıl yöneteceklerini daha iyi anlarlar.

BİR KIZI YOUTUBE CEO'SU, BİR KIZI DOKTOR VE DİĞER KIZI 23andMe'nin CEO'SU

Wojcicki, CNBC'de yer alan makalesinde "Bu, kızlarıma gençken öğretmeye öncelik verdiğim bir şeydi ve başarılarına katkıda bulundu. Susan, YouTube’un CEO’su, Janet bir doktor ve Anne, 23andMe’nin kurucu ortağı ve CEO’sudur" diyor; 3 kızının da rekabetçi ve erkek egemen mesleklerin zirvesine yükseldiğini söylüyor.

Wojcicki'ye göre çocukların özellikle gelişen teknoloji nedeniyle özdenetim ve öz düzenlemeye daha fazla ihtiyacı var ve "Çocukların dijital bir cihazda ne kadar zamanı olmalı? Ne sıklıkla kullanmalılar? Öz düzenleme sadece ekran başında geçirilen süre ile ilgili değildir. Nihayetinde, hayatlarının her alanında daha yetenekli ve kendinden emin olmalarına yardımcı olur" diyor.

AİLELERE 4 ÖNERİ

Wojcicki, ailelere ayrıca 4 öneride bulunuyor:

1. Teknoloji ile sağlıklı bir ilişki modeli oluşturun.

Bir podcast dinlerken, bir e-posta yazarken ve her çaldığında telefonunuzu kontrol ederken en son ne zaman öğle yemeği yediğinizi düşünün. Çocuklarımız sürekli bizi izliyor ve kopyalıyor. 6.000′den fazla katılımcıyla yapılan bir anket, çocukların %54′ünün ebeveynlerinin cihazlarını çok sık kullandığını düşündüğünü ortaya çıkardı. Çocukların yüzde otuz ikisi, ebeveynleri telefondayken kendilerini "önemsiz” hissetti. Evet, telefonlar bağımlılık yapıyor ama çocuklarımızın ve bizim iyiliğimiz için sınırlar koymalıyız.

2. Onlara sabırlı olmayı öğretin.

Ertelenmiş doyum üzerine yapılan bir araştırma, ödüller için daha uzun süre bekleyebilen çocukların yaşamlarında daha iyi sonuçlara sahip olma eğiliminde olduklarını buldu. Kızlarım için beklemek ve biriktirmek hayatımızın bir parçasıydı. Büyüdüklerinde fazla paramız yoktu, bu yüzden istediğimiz şey için para biriktirdik. Her birinin kendi kumbarası vardı ve onları kuruş kuruş dolduruyorlardı. Sabırları sayesinde istedikleri bir şeyi satın alabildiklerinde, bir başarı duygusu hissettiler.

3. Sıkılmalarına izin verin.

Bir öğretmen olarak öğrencilerim bazen ders sırasında dikkatlerini toplayamadığımdan şikayet ederlerdi. Bunu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirdim ve şöyle dedim: “Eve gitmeni ve anne babana işlerinde hiç sıkılıp sıkılmadıklarını sormanı istiyorum. Yarın asla sıkılmadıkları cevabıyla tekrar gelirsen, dersimi atlayabilirsin". Bu onların dikkatini çekti. “Sıkılmak hayata hazırlıktır” dedim onlara. ″Şu anda pratik yapıyorsun.” Güldüler ama hepsi anladı. Hayat bazen ya da çoğu zaman sıkıcıdır. Ancak bu anlarda çok şey öğrenebilirsiniz. Hayal kurabilirsiniz: Hedefleriniz neler? Sonraki adımlarınız nelerdir? Yolunda hangi engeller var? En çok heyecanı, en umudu nerede hissediyorsunuz?

4. Teknik kurallar belirleyin...

Wojcicki teknoloji ile ilgili bazı kurallarını da şöyle anlatıyor:

Çocuklarınız için değil, çocuklarınızla birlikte bir plan oluşturun .

İster kendi evinizde, ister bir başkasının evinde, yemek yerken telefon yok.

Yatmadan sonra telefon yok. Beyin gelişimi için uykunun önemini açıklayın ve uyurken vücutlarının büyüdüğünü hatırlatın.

Dört yaşından itibaren daha küçük çocuklara acil durumlarda cep telefonlarını nasıl kullanacaklarını öğretin.

Çocuklar, aile tatilleri veya bulunmaları gereken her türlü sosyal aktivite için kendi cep telefonu politikalarını belirlemelidir.

Hangi resimlerin ve seslerin çevrimiçi olarak paylaşılmaya uygun olduğunu tartışın. Yayınladıkları her şeyin dijital bir ayak izi bıraktığını açıklayın.

Siber zorbalığın ne olduğunu ve başkaları üzerindeki olumsuz etkisini anlamalarına yardımcı olun.

Kişisel kimlik bilgilerini vermemelerini öğretin.