FATOŞ BOZKUŞ
fbozkus@ekonomist.com.tr
Aslında 2014’ten bu yana açılan okul sayısı 4 binin üzerinde. Ancak 2016 yılında FETÖ/PDY irtibatı nedeniyle bin 60 okulun kapatılması, artış oranını nispeten düşürüyor.
Köklü okullar, hızla şubeleşen kolejler, yeni eğitim kuramlarının yanı sıra 25 vakıf ve devlet üniversitesinin doğrudan veya dolaylı olarak bünyesinde bulunan özel okullar arasından seçim yapmak hiç de kolay değil. Bakanlığın adrese dayalı olarak belirlediği okul dışındaki, başarılı olarak tanımlanan devlet okullarına kayıt yaptırabilmek de belirli bir bütçe gerektiriyor.
Ebeveynlerin büyük çoğunluğu ‘en iyi’ olan seçeneği arıyor. İş en iyiyi seçmekle de bitmiyor. Tabii okul arayışına giren anne-babaların, çocukları için okul seçme deneyimini yaşamış tanıdıkların tavsiyelerinden etkilendiğini de söylemeden geçmemek gerek. ‘Falanca okuldaki filanca öğretmen çok iyi’, ‘Biz çocuğu falanca kolejine gönderdik, çok memnunuz’, ‘Sakın çocuğunuzu şu okula vermeyin, çok kötü’ gibi tavsiye cümleleri havada uçuşuyor.
HANGİ KRİTERLERE BAKILIYOR?
Psikolojik Danışman Yılmaz Erdal, “Anne babalar tanıdıkların tavsiyelerine ek olarak, okulun fiziki yapısı, öğretmenin niteliği, idarecilerin durumu, temizlik, maliyet, okulun eve olan mesafesi, servis ağı, yabancı dil eğitimi, okuldaki yemeğin niteliği gibi özelliklere bakarak okul seçiyor” diyor. Bütün bu özelliklerin gözden geçirilmesi, okul seçimi açısından çok önemli.
Çünkü iki saat boyunca serviste kalınarak gidilen bir okul, ne kadar iyi olursa olsun seçimin dışında kalabiliyor. Yılmaz Erdal, anne-babaların, okulun sunduğu eğitimin niteliğini değerlendirebilmesinin pek kolay olmadığını da vurguluyor. Erdal, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Okulun bahsettiğimiz özelliklerinin pozitif olması eğitimin niteliğinin de ‘iyi’ olacağı yargısını doğuruyor.
40 yıllık deneyimi olan bir öğretmenin iyi eğitimci olacağı, iki dil birden öğrettiğini söyleyen okulun çocuğu dünya vatandaşı olarak yetiştirdiği, fiziki şartları iyi olan okulun eğitiminin de iyi olduğu varsayılıyor. Anne-babalar bu özelliklere bakarak eğitimin niteliğine dair ‘dolaylı bir ölçüm’ gerçekleştirmiş oluyorlar. Halbuki bir okulun sunduğu en önemli ürün eğitim. Fiziki şartlar, temizlik, servis, yemek gibi faktörler eğitimin nitelikli bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan yan unsurlar.”
EĞİTİM FELSEFESİ ÖNEMLİ
Yıllardır eğitim alanında çalışan öğrenci koçu Elgiz Henden, okul seçmeden önce eğitim önceliklerinin listelenmesini öneriyor. Bir okuldan ne bekleniyorsa bunun çocuğun ihtiyaçları, koşulları ve tercihi göz önüne alınarak belirlenmesi gerektiğinin üzerinde duran Henden, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Okulun öğrenciye ve ihtiyaçlarına olan yaklaşımı, belirli bir eğitim felsefesi veya özel yapısının olup olmaması önemli. Ö
ğretmenlerin okula bağlılığı, sınıfın büyüklüğü ve sınıftaki öğrenci sayısına da dikkat edilmeli. Ebeveynler eğitim dışındaki aktivi-telere, okulda öğrenme ve ödev yapma yeri olup olmadığına da bakmalı. Bir diğer önemli konu ise okul içinde esen rüzgar.
Okul size en çok neyi yansıtıyor, kişisel ve kültürel açıdan iyi hissediyor musunuz? Bu detaylar önemli. Öğretmenler ve çocuklar arasındaki ilişkinin açık, saygılı ve samimi olması da dikkat edilmesi gereken bir başka kriter. Bir de duvarlarda çocuk eserleri, gösterileri ve kutlamalarının olup olmadığı da gözden kaçırılmamalı.”
OKULLARA SORULMASI GEREKEN 10 SORU
Psikolojik Danışman Yılmaz Erdal, anne ve babaların okullara sorması gereken 10 soruyu ve yanıtlarda araması gereken ipuçlarını 10 maddede özetliyor:
1- Sınıf ortamında duygusal zorluk yaşayan bir çocukla karşılaştığınızda çocuğun yaşanan zorluğu aşabilmesi için neler yapıyorsunuz?
Çocuk için evin kurallarını bir kenara bırakıp okulun kurallarına uymak kolay değil. Çocuğun okula, sınıfa, öğretmene, arkadaşlarına uyum sağlaması gerek. Hemen her çocuk uyum sürecinde zorluklar yaşar. Bu zorlukların fark edilmesi ve çocuğa bu zorlukları aşabilmesi için yardımcı olunması eğitim ortamının niteliğini arttıran faktörlerden biridir. Öğretmenin tutumu ve okulun psikolojik danışma hizmetleri yaşanan duygusal zorlukların aşılmasındaki en önemli yardımcılardır.
2- Çocuğumun eğitim yılı sonunda kazanmasını beklediğiniz beceriler neler?
Eğitim süreci çocuğun becerilerini geliştirmeye çalışır. Beceri gelişimi uzun bir süreç ister. Bir yıllık eğitim programının odaklandığı beceriler, eğitimin bakış açısının tanınmasına yardımcı olur. Örneğin test çözme becerilerine veya yaratıcı düşünme becerilerine odaklanma arasında mutlak bir fark vardır. Eğitim kurumla-rının bu soruya verdikleri cevap üzerinden sundukları ürünü ne kadar bütüncül planladıkları anlaşılabilir.
3- Öğrenme ortamını bireyselleştirmek için neler yapıyorsunuz?
Grup eğitiminin en büyük dezavantajlarından biri grubun aynı seviyede algılanması ve seviyenin altında veya üstünde kalan çocukların zorlanmasıdır. Eğitim programının çocuğun ihtiyaçları ve yapabilirliklerinden yola çıkarak bireyselleştirilmesi eğitimin niteliğini arttırır. Her çocuk aynı yöntemle eşit derecede öğrenemeyebilir. Çocukların ihtiyacına göre farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması performansı arttırır.
4- Yaratıcı düşünme becerisini geliştirmeye yönelik uygulamalarınız neler?
Yaratıcılık her okuldan veya eğitimciden duyulabilecek bir kavram. Yaratıcılık kavramının içinin nasıl doldurulduğu eğitimin niteliği açısından çok önemli. Bugünün koşullarında, eğitim ve iş hayatında kendini gerçekleştirebilmenin anahtarlarından biri yaratıcı düşünme becerisidir. Yaratıcı düşünme becerisini geliştirmek için rutin uygulamaların olması eğitimin artılarından biri olacaktır.
5- Eleştirel düşünme becerisini geliştirmek için kullandığınız yöntem ve teknikler neler?
Eleştirel düşünebilme, olgu ve kavramları tam olarak anlayabilmeyi ve bir adım ötesinde analiz-sentez düzeyinde işlem yapabilmeyi gerektirir. Çocuğun eleştirel düşünme becerisinin gelişebilmesi için çocuğa alan açılması çok önemlidir. Çocuğun disiplinli olmasının yani tamamen yetişkinin kurallarına uyum sağlamasının beklendiği ortamlarda eleştirel düşünme becerisinin gelişmesi pek kolay değildir. Çevrenin ihtiyaçlarına uyum sağlamayla eleştirel olma arasındaki dengeyi kurabilmesi, eğitimin niteliği açısından önemlidir.
6- Yaptığınız değerlendirmeler öğrenme sürecini nasıl etkiliyor?
Değerlendirme sonucu sadece çocuğun başarısını göstermez. Öğretmenin, uygulanan programın ve öğrencilerin tamamının etkileşimi hakkında bilgi verir. En yaygın kullanılan ölçme tekniği olan testler sonucunda yapılan değerlendirmelerde çocuğun performansına odaklanılıyor. Yapılan değerlendirme sonucunda çocuğun eğitimin içeriğinin hangi noktalarını öğrenemediği görülebilir. Çocuk 'düşük' not aldıysa bunun karşılığı sıklıkla çocuğun daha çok çalışmasıyla ilgili baskı olarak geri döner. Eğitimcinin, uyguladığı yöntem ve tekniklerin, eğitimin içeriğinin çocuk tarafından anlaşılmasına yardımcı olmadığını fark etmesi ve o çocuğun özelinde farklı yöntem ve teknikleri kullanabilmesi eğitimin niteliğini arttırır.
7- Evde okulu desteklemek için neler yapıl yapılmalı?
Anne veya babanın eğitimci rolünü üstlenerek çocuğa ders çalıştırmayı denemesi de sıklıkla gerilimle sonuçlanır. Anne-babanın okulun kendisinden beklediklerinin farkında olması ve bu beklentilere kendini hazırlaması aile bireylerinin hayatını kolaylaştırır. Okul seçimi yaparken bu beklentileri göz önünde bulundurmalısınız.
8- Çocukların gelişimini ölçmek için hangi ölçme yöntemlerinden yararlanıyorsunuz?
En yaygın kullanılan ölçme yöntemi testlerdir. Yazılıların, sınavların ve sözlülerin ortak noktası çocuğun bilme düzeyinin belirlenmesidir. Bunların yanı sıra çocuğun gelişimi sürecinin daha ayrıntılı değerlendirilmesine katkı sunan yeni yaklaşımları tercih eden okullar bir adım öne çıkıyor.
9- Uygulayacağınız eğitim programını nasıl yapılandırıyorsunuz?
Okullarda kullanılan eğitim programları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulur. Bazı özel okullar ise akademik danışman, ölçme-değerlendirme uzmanı, eğitim koordinatörü, program geliştirme uzmanı gibi kadrolara yer vererek kendi programlarını yeniden yapılandırır. Okulun eğitim programına yatırım yapıyor olması çok önemli. Programın revize edilmesi, işleyen yanlarının tutulması, işlemeyen yanların geliştirilmesi, okullarda hiçbir zaman bitmemesi gereken bir süreç. Program geliştirme olarak tanımlanan bu süreci nitelikli bir şekilde yapan okullardaki eğitimin niteliği daha yüksektir.
10- Eğitimde teknolojiden nasıl yararlanıyorsunuz?
Akıllı tahta, projeksiyon, bilgisayar, tablet gibi teknolojik ürünler, sınıf ortamında kendilerine yer buldu. Teknolojiden etkili şekilde yararlanma, sadece teknolojik araç-gereç kullanmak değildir. Modern hayatın bir parçası olan sosyal medya araçlarını öğrenmeyi destekleyici biçimde kullanan okullar, çocuklar için daha keyifli hale gelir. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya araçlarını yasaklamak yerine etkili bir okul ve öğrenme ortamı yaratma amacıyla kullanmak çocuğun modern dünyanın beklentilerine uyum sağlamasını kolaylaştırır.