7 Şubat 2021 İklim Değişikliği Ekinden
Atilla, “Uzun dönemde ayakta kalabilmek için özellikle enerji yoğun üretim yapan şirketlerimizin üretim mekanizmalarını gözden geçirmesi ve yeni stratejiler geliştirmesi gerekiyor” diyor.
Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, küresel şartlardaki hızlı değişimin iş dünyası için riskler kadar fırsatlar da yarattığını düşünüyor.
Çevresel, sosyal ve yönetimsel konularda daha iyi performansa sahip şirketlerin daha düşük sermaye maliyetleri ve daha yüksek kâr marjlarıyla sınırda karbon düzenlemesi gibi gelecekteki yaptırımlarda rekabet avantajı kazanabileceğini dile getiren Atilla, “Uzun dönemde ayakta kalabilmek için özellikle enerji yoğun üretim yapan şirketlerimizin üretim mekanizmalarını gözden geçirmesi ve yeni stratejiler geliştirmesi gerekiyor” diyor.
Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, iklim değişikliğine yönelik küresel yaptırımların finans piyasaları için ne tür riskler ve fırsatlar yaratacağını ve bu konuda yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:
GELECEĞE YATIRIM
“İklim değişikliğinin potansiyel finansal etkileri farklı şekillerde ve derecelerde tüm ekonomiler üzerinde hissediliyor ve bu etkinin zamanla artmasını bekliyoruz. Elbette finansal sistemin istikrarı açısından da riskler artıyor ve potansiyel sonuçların pandemi sürecinde de yaşandığı gibi küresel olması mücadele açısından zorluklar yaratıyor.
Özellikle sigorta şirketleri gibi büyük finansal ürün sağlayıcılarının riski portföylerinden uzaklaştıramayacağı senaryoların gelecekte artması muhtemel görünüyor.
Buna paralel olarak finans sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede kilit rolü de bulunuyor. Finans kurumları projelerin finansmanında, projenin çevresel ve sosyal etkilerini de değerlendirme süreçlerine almaya başladı. Sürdürülebilirlik yatırımları, Ar-Ge gibi uzun vadede değer yaratacak projelerin finansmanındaysa sermaye piyasaları şirketler için büyük fırsatlar sunuyor.
Görüyoruz ki artık yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanında sermaye piyasaları daha aktif rol almaya başladı. Geçtiğimiz iki yılda olduğu gibi bu yıl da yenilenebilir enerji sektöründen halka arzlar bekliyoruz. Bu hasılatın yeni yatırımlarda kullanılması hem enerjide dışa bağımlılığımızın azalması hem geleceğimize yatırım anlamına geliyor.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YAKLAŞIMIMIZ”
Borsa İstanbul olarak ülkemizin önemli bir finansal sektör altyapı kuruluşu olmakla birlikte aynı zamanda ekonominin önde gelen şirketlerinin yer aldığı bir platformuz. Kurum olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımızı üç temelde ele alıyoruz. İlk temel, bir şirket olarak sürdürülebilirliği içselleştirme ve sahiplenme seviyemizle farklılaşmak, bu alanda hayata geçirilen uygulamalarla tüm şirketlere örnek teşkil etmek.
Buna örnek olarak raporlamada en ileri düzeylerden biri olarak nitelendirilen, sürdürülebilirlik ve faaliyet raporunu bir arada sunduğumuz entegre raporumuzu gösterebilirim.
İkinci temelimiz, sürdürülebilirliğe katkı sağlayan piyasa tabanlı çözüm, ürün ve hizmetler geliştirmek ki bildiğiniz gibi sürdürülebilirlik endeksimiz gerekli altyapının en kritik parçası. Endeksin Aralık 2020-Ekim 2021 döneminde yer alacak şirketleri belirlemeye yönelik değerleme çalışmalarını tamamladık ve değerleme çalışmaları sonucunda yeni dönemde endekste 58 şirket yer aldı.
RİSKLERİ YÖNETME
Bu şirketlerin en önemli ortak özelliği, sürdürülebilirlik kriterlerini yüksek tutmaları ve finansal olmayan risklerini yönetme becerileri. Endekste yer alan şirketlerin faaliyetleriyle ilgili tüm alanlarda, iş süreçlerinin planlanmasında çevresel, sosyal ve yönetimsel konuları da dikkate aldığını ve uzun dönemli değer yaratmayı hedeflediğini söyleyebiliriz.
Endeksin hesaplanmasının katkısı, sürdürülebilirlik konusunda çalışmaları olan ve bu alanda performansı yüksek şirketlerin piyasa tarafından daha görünür hale gelmesi ve sürdürülebilirlik bilincinin artarak devam etmesi. Finansal olmayan hedefleri-riskleri henüz yeterince faaliyetleriyle bütünleştirmeyen şirketler ise sürdürülebilirlik konusuna artan yatırımcı ilgisiyle birlikte bu konuda adımlar atıyor ve kendilerini geliştiriyorlar.
“FARKINDALIĞI ARTIRMAK ÖNEMLİ”
Bahsetmek istediğim üçüncü temelimiz de piyasa katılımcılarını ve paydaşları, sürdürülebilirlik bakış açısını faaliyet döngülerine entegre etmeleri konusunda teşvik etmek, eğitim imkanları sağlamak ve farkındalık yaratmak adına yaptığımız çalışmalarımız. Türkiye’nin finansal altyapısını sağlayan en temel kurumlardan biri olarak bilinç ve farkındalığı artırmak bizler için önemli.
Bu temeller doğrultusunda geçtiğimiz yıl önemli gelişmelere imza attık. Uluslararası normlar doğrultusunda sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alarak sürdürülebilirlik ilkelerini hazırladık. Bu ilkeler geçtiğimiz ekim ayında SPK tarafından gönüllülük esasına dayalı bir uyum çerçevesi olarak yürürlüğe girdi.
Ayrıca sürdürülebilirlik konusunda oluşan bilgi karmaşasını azaltmak ve şirketlerimize yol göstermek adına sürdürülebilirlik hedeflerini iş modellerine entegre etmelerini ve bunu uluslararası standartlarda raporlamalarını sağlayacak bir rehber hazırlayarak şirketlerin bilgisine sunduk.
İlerleyen dönemlerde de paydaşlarımızın görüşlerini, bilgi ve birikimlerini bizlerle paylaştıkları sürdürülebilirlik platformumuzun çalışmalarıyla yeni aksiyonlar geliştirmeye devam edeceğiz.
HEYECAN VERİCİ SÜREÇ
Tüm dünyada kurumsal sürdürülebilirlik açıklamalarını teşvik etmek için hem gönüllü hem zorunlu düzenlemeler çoğaldı ve bunlar büyük ölçüde belirtilen hedeflerine ulaşmada başarılı oldu. Piyasalarımızda tüm zamanların en yüksek işlem hacimlerine ulaştığımız, endeks rekorlarını üst üste kırdığımız heyecan verici bir süreç yaşıyoruz.
Borsamızın hanehalkı açısından görünürlüğünün arttığı bir yılı geride bıraktık. Yerli bireysel yatırımcı sayımızdaki artışla 2020 yılı başında 1,2 milyon olan bakiyeli pay piyasası yatırımcı sayısı 2 milyonu aştı. Böylelikle yılbaşından itibaren yüzde 60’ın üzerinde bir artışla 1,8 trilyon TL piyasa değerine ulaşan pay piyasasında uzun yıllardır amaçlanan sermayenin tabana yayılması hedefine yaklaşmış bulunuyoruz.
İVMELENDİRİCİ ETKİ
Bu değişimi yönetirken özellikle bireysel yatırımcıyı koruyacak düzenlemeler yapıyoruz ve yeni yatırımcıların bilinçlendirilmesi amacıyla sosyal medyada başta olmak üzere yatırımcılarda farkındalık oluşturmaya gayret gösteriyoruz. Yatırımcıların korunmasının kritik önemde olduğu bu süreçte yürürlüğe giren Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi Borsa İstanbul sorumluluğunda yürütülen ve birçok paydaşı olan bir sürecin sonucuydu.
Gönüllülük esasıyla başlayan bu düzenlemenin ilk etapta şirketlerin bu alandaki farkındalığını artıracağını ve kültürlerinin gelişmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Nihayetinde artan sürdürülebilirlik raporlaması ve şeffaflık, projenin başlangıcındaki hedefimizle de uyumlu olarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda ivmelendirici bir etki yaratacak. Bunun sonucunda da şirketlerimiz küresel sürdürülebilir yatırım akımlarından daha fazla pay alır hale gelecektir.
ÖN KOŞUL
Ulusal, uluslararası ve global yatırımcılar, sürdürülebilirlik politikası izleyen şirketlere yönelik pozitif bir bakış açısına sahip. Sürdürülebilirlik ilkelerini yönetişim yapılarına, uzun vadeli planlarına ve operasyonlarına dahil etmesi şirketlerin sürdürülebilir yatırım akımlarından daha yoğun bir şekilde faydalanabilmesinin ön koşulu.
Bu doğrultuda, geçtiğimiz ağustos ayında şirketlerimizin bilgisine sunduğumuz Sürdürülebilirlik Rehberi, küresel yatırım akımlarından şirketlerimizin daha fazla pay alabilmesine katkı sağlayabilecek güncel bir kılavuz olma özelliğini taşıyor.
Borsa İstanbul internet sitesinden ulaşılabilen rehberin iki boyutu bulunuyor, farkındalık artırmak ve yol göstermek ki bu ikinci boyut birçok içten çabada genelde eksik kalıyor. Bu nedenle rehberde şirketlere neyi, neden ve hangi yöntemlerle raporlamaları gerektiğini anlattık.
NASIL ÖNE ÇIKILIR?
Sürdürülebilir yatırım ve yöntemleri, sürdürülebilirliğin şirket faaliyetlerine entegre edilmesi ve sağlayacağı katkılar, uluslararası raporlama çerçeveleri ve rapor hazırlamada temel prensipler hakkında verilen bilgilerin yanı sıra çevresel ve sosyal performans göstergelerine yönelik örneklere de yer verdik.
Özetle şirketlere bir yol haritası sunduk. Şirketlerin hem aksiyon hem bilgi bekleyen yatırımcı beklentilerini karşılamak ve böylece yatırım çekmelerine yardımcı olmak için dikkat etmeleri gereken hususları ortaya koymayı hedefledik.
Sürdürülebilirlik performansına ilişkin şeffaflık önemliyken, raporlama kendi içinde bir sondan ziyade bir sürecin sonucu olarak görülmeli. Şirketlerin bu rehberimizde belirttiğimiz adımları ve diğer uluslararası gelişmeleri takip etmesi, sürdürülebilirlik alanında öne çıkmalarını sağlayacak.
“YAPTIRIMLARIN ARTMASINI BEKLİYORUZ”
Şirketler, iş modellerini sürdürülebilir bir temele dayandırmanın gerekliliğini anlamaya başladıkça, kurumsal zihniyette bir değişime tanık oluyoruz.
Çoğumuzun gerekli olduğunu düşündüğü ivedi aksiyonlar gerçekleşmese de şirketlerin kapsayıcılık, cinsiyet eşitliği, kaynak sürdürülebilirliği ve yönetimlerinde artan şeffaflık açısından sosyal hedefler belirlediği bir kültür günden günde yaygınlaşıyor.
Bu farkındalık, hedefler bütünü ve şeffaflık şirkete olduğu kadar nihayetinde çalışanlar, müşteriler, çevre ve genel olarak toplumun geri kalanı olarak sıralanabilecek tüm ekosistemine fayda sağlayacak.
AB hâlihazırda ülkemizin en büyük ihracat pazarı olduğundan Sınırda Karbon Düzenlemesi ihracatımızın lokomotif sektörleri olan otomotiv, makine ve tekstil başta olmak üzere ticaret ürünleri üzerinde kısıtlayıcı olacaktır. Sınırda Karbon Düzenlemesi hayata geçsin veya geçmesin bu gibi yaptırımların gelecekte artmasını bekliyoruz.”
“YENİ STRATEJİLER GELİŞTİRİLMELİ”
“FIRSAT YARATIYOR”
Küresel şartların hızlı değişimi iş dünyası için riskler olduğu kadar fırsatlar da yaratıyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim konularında daha iyi performansa sahip şirketler; daha düşük sermaye maliyetleri, daha yüksek kâr marjları ve şirket değeriyle Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi gelecekteki yaptırımlarda rekabet avantajı kazanma fırsatları elde edebilecek.
DÖNÜŞÜMÜN FONLANMASI
Uzun dönemde ayakta kalabilmek için özellikle enerji yoğun üretim yapan şirketlerimizin üretim mekanizmalarını gözden geçirmesi ve yeni stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Sürdürülebilir-yeşil üretim stratejilerinin ve oluşacak dönüşüm maliyetlerinin fonlanması devlet teşvikleriyle birlikte bankacılık ve özellikle sermaye piyasalarının fonlama katkısıyla gerçekleştirilebilir.
“İNOVASYON KRİTİK ÖNEMDE”
Bu süreçte iklim finansmanı ürünlerini artırmak, sermayeyi geniş bir yatırımcı yelpazesinde harekete geçirmek ve iklim finansmanı farkındalığını ve okuryazarlığı teşvik etmek için inovasyon kritik öneme sahip olacak.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ENDEKSİ NE GETİRECEK?
PRESTİJE KATKISI
Borsalar, finansal piyasalardaki rolleri göz önüne alındığında, şirketler arasında sürdürülebilirlik uygulamalarının gelişmesinde öncülük etme imkanına sahip. Sürdürülebilirlik Endeksi’nde değerlemeye alınıp ilk yıllarda kriterleri sağlayamayan bazı şirketler eksiklerini tamamlayarak sonraki dönemlerde endekse giriyor.
Bu kapsamda, endeksin şirketler açısından gözle görülür bir teşvik ediciliği olduğu gibi ilerleyen dönemde de şirketlerin kalitesini artırması ve sermaye piyasamızın ulusal ve uluslararası arenada prestijine olumlu katkı sağlamasını bekliyorum.
RAPORLAMA KRİTERLERİ
Endeksin uluslararası görünürlüğü bizler için önemli. Bu nedenle değerlemeyi uluslararası itibarı olan bir şirkete yaptırıyoruz ve aynı zamanda şirketlerin yükünü azaltmak adına da değerleme maliyetlerine de katkı sağlıyoruz.
Şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını daha üst seviyelere çıkarmalarını teşvik amacıyla endekste seçim kriterlerindeki eşik değerlerin kademeli olarak yükseltilmesini planlıyoruz. Aynı zamanda çevresel, sosyal ve kurumsal alandaki kriterlerin artırılması ve raporlama kriterlerinin de yine kademeli olarak eklenmesini amaçlıyoruz.