Eraslan, Milliyet Gazetesi ve Borsa İstanbul tarafından çevrim içi olarak düzenlenen "Finansal Okuryazarlık Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, son dönemde borsada işlem yapan yatırımcıların sayısında çok ciddi bir artış olduğunu söyledi.
Yatırımcı sayısının 2019 Aralık'ta 1 milyon 200 bin olduğunu ancak bu sayının hızla arttığını belirten Eraslan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Yatırımcı sayısı nisan ayına geldiğimizde 2 milyon 674 bin olmuş. Burada da genç yatırımcıların sayısının hızla arttığını görüyoruz. 20-24 yaş arasındaki yatırımcı sayımızda çok önemli artışlar var. Yine 25-29 yaş arası yatırımcılarda çok artış var. Dolayısıyla da genç yatırımcıların sayısının artması bize ileriye dönük daha da fazla ümit veriyor. Türkiye'nin dört bir yanından yatırımcılar gidiyor. Şunu diyemiyoruz; 'Sadece spesifik bir ilimizden, iki ilimizden geliyor' diğer taraflardan yok böyle bir şey söz konusu değil. Hem Batı'dan, hem doğudan, hem kuzeyden, hem de güneyden tüm illerimizden sermaye piyasalarımıza ilgi var. Bu da bizim omuzlarımıza çok daha fazla bir yük yüklüyor. Dolayısıyla buradaki memnun olan yatırımcı sayısının artırılması onların da yeni yatırımcıların gelmesine vesile olması bizim en temel dileğimiz."
Eraslan, kadınlara yönelik bir proje geliştirdiklerini belirterek, söz konusu projeyle kadınların özellikle finansal okur yazarlık konusunda donanımlarını artırmayı hedeflediklerini kaydetti. İlk etapta çalışan kadınlara yönelik olarak bir eğitim programı düzenleyeceklerini söyleyen Eraslan, "İkinci etabında da özellikle üniversite son sınıftaki kızlarımıza yönelik olarak bir eğitimimiz olacak. Şuna inanıyoruz. Maddi kaynakların bilinçli olarak yönetimi konusunda bilgilenen kadınlarımızla Türkiye çok daha güçlü olacaktır. Bu kapsamda da bu eğitimleri başlattık." diye konuştu.
Genç yaşta düzenli tasarruf alışkanlığı geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Eraslan, "Zaman geçtikçe bu alışkanlığımızın bize ne kadar faydasının dokunduğunu zaten gözlemleyebiliyor olacağız. Bu bizi diğerlerinden böyle bir alışkanlığı olmayan insanlardan hızlı bir şekilde ayrıştıracak bir alışkanlık olacak." ifadelerini kullandı.
Eraslan, hisse senedi konusunda ise şu tavsiyelerde bulundu:
"Öncelikle kendimize şu soruyu soralım 'Ben borsa yatırımları konusunda ne kadar deneyimliyim ve bilgi sahibiyim. Eğer herhangi bir finansal bilgimiz yok diyorsak bu sefer muhakkak bir yatırım kuruluşundaki profesyonelden SPK lisanslı yatırım danışmanından yatırım yaparken tavsiye alın. Ya da şunu yapabiliriz, bu işleri yapan yatırım fonları var. Dolayısıyla düzgün yönetildiğine inandığımız bir yatırım fonuna para yatırmak suretiyle de hisse senedi yatırımlarımızı yönetebilmemiz mümkün. Diyelim ki kendi kendinize sorduğunuz sorunun cevabı benim borsa yatırımları konusunda bilgim var. Şirketlere yatırım yapma konusunda bilgi sahibiyim şeklindeyse kendinize şu soruları da sormanız lazım. Ben yatırım yapacağım şirketin faaliyetleri konusunda, mali tabloları konusunda, kar dağıtım politikası konusunda, temettü verimliliği konusunda yapacağı yatırımlarda, projelerde, insan kaynağında, sektöründe, rakiplerindeki bilgileri biliyor muyum? Dolayısıyla bu bilgileri elde ettikten sonra ancak bunların sonuçları pozitifse o şirkete yatırım yapalım. Çünkü bir şirkete yatırım yapmak demek aslında o şirketin ortağı olduk demek. Bu nedenle de ortak olmanın gerekliliğini bizim de analizler yaparak, incelemeler yaparak yerine getiriyor olmamız lazım. Tüyoyla, söylentiyle ve son dönemdeki yaygın kullanım biçimiyle sosyal medyadaki yönlendirmelerle yatırımlarımızı yapmayalım. Yatırımlarımızı, uzun vadeli olarak düşünelim kısa vadeli al-sat'lardan kaçınalım."
"Hisse senetlerimiz iyi getiriler sağlamaya devam edecek"
Finansal Okuryazarlık Derneği (FODER) Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Köksal ise konuşmasında yatırımlarda yapılan bazı hataların bir kısmının finansal okuryazarlık eksikliğinden bir kısmının da psikolojik bazı faktörlerden kaynaklandığını belirterek, "Bunlar bilişsel ve duygusal faktörler, bilişsel olanlar böyle daha çok bize gelen bilgileri yanlış yorumlamaktan, acele etmekten veya kandırılmaktan, etkilendirilmekten doğuyor. Duygusal olanlar ise malum yani korkuyoruz, paniğe kapılıyoruz." dedi.
Köksal, yatırımcıların hisse senetlerine yatırım yapmaları gerektiğini kaydederek, "Çünkü uzun vadede, en iyi getirileri, hisse senetleri sağlar. Bu paralarının tamamıyla yapmaları anlamına gelmiyor tabii. Bir varlık dağılımı yapmaları gerekiyor, kendi tercihlerine ihtiyaçlarına göre. Ama bunun için de hisse senetleri mutlaka yer almalı ve sadece Türk hisse senetleri de yer almamalı." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de, son 35 senede en yüksek getiriyi sağlayan yatırım araçlarının reel olarak hisse senetleri olduğunu belirten Köksal, "Şirketlerimiz büyümeye devam ettikçe, gelişmeye devam ettikçe, eğer Türkiye'den umudu kesmediysek, tekrar hisse senetlerimiz iyi getiriler sağlamaya devam edecekler." diye konuştu.