OKS'de yeni düzenleme gelecek

27 Ekim 2022 | 11:02
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), “Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamındaki etkinliklerine devam ediyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.


Geçen hafta Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Şerif Çakırsoy, Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Bulut, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SGK Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Resul Kurt ile Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı, KOTO’da bir araya geldi.

Panelde, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ile ilgili gündemdeki revizyonlar hakkında geniş bilgi verildi, BES ve OKS’nin faydaları ile cayma konusu masaya yatırıldı.

“OKS’DE 4 MİLYONA ULAŞTIK”
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, konuşmasına OKS’ye dair rakamsal verileri paylaşarak başladı. “Şu anda sistemde 4 milyon çalışana ve 2,1 milyar TL civarında fon büyüklüğüne sahibiz” diyen Çakırsoy, katılımcı sayısının 14 yıldır yürürlükte olan ve ‘gönüllü’ olarak tabir edilen sistemdeki katılımcıların yüzde 55’ine denk geldiğine dikkat çekti.

N. Şerif Çakırsoy, sistemle ilk defa tanışan insanlarının kalıcı hale getirilmesinin de çok önemli olduğunun altını çizdi. Çakırsoy, “Bu kişilere belli bir vizyon vermemiz gerekiyor. 14 aylık bir uygulama olan OKS’nin doğru anlatılması çok önemli” diye konuştu.

“ANAPARA GARANTİLİ DÖNEM”
Son dönemde cayma oranlarının yüksekliği nedeniyle OKS’de birtakım değişikliklerin yapılması da bekleniyor. Sistemle ilgili önemli revizyonlar içeren yeni torba yasadan da bahseden N. Şerif Çakırsoy, “Bakanlar Kurulu’ndan alacağımız yetkiyle cayma konusundaki sürenin iki aydan altı aya çıkarılmasını planlıyoruz” dedi.

Cayma süresinin ‘anapara garantili dönem’ olduğuna değinen Çakırsoy, cayma süresi denildiğinde insanlarda, “İki ayda sistemden çıkamazsan bir daha çıkamam” algısının oluştuğunu gözlemlediklerini söyledi.

Çakırsoy, değişikliklere ilişkin şu bilgileri aktardı: “Değişikliklerle kamu ve özel sektör olarak bu işi insanlara doğru şekilde anlatmayı hedefliyoruz. Torba yasada devlet katkısının nemalandırılmasına dair düzenlemeler yapıyoruz.

Bazı yerlere pozitif dokunuşlar yapıp sistemin işleyişini izleyeceğiz. Örneğin, çıkan kişinin tekrar sisteme dâhil olmasına ilişkin düşüncelerimiz var. İki yıl gibi bir bekleme süresi vardı. Şimdi iki yılı beklemeden ‘Gel, birtakım katkılardan istifade et’ şeklinde bir düşüncemiz var. Çalışmalarımız devam ediyor.”

İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SGK Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Resul Kurt ise OKS’nin ve BES’in istihdama etkisine değindi. “OKS, Türkiye için bir şans. Çünkü sermayesi olmayan ülkelerin istihdamı artırabilmesi, yatırım yapabilmesi için kaynak lazım” diyen Kurt, para yoktan var edilemeyeceği için BES yatırımlara finansman sağlayacak uzun vadeli kaynak yaratıldığını sözlerine ekledi.

CAYMADA NE ETKİLİ?
OKS’nin daha iyi anlaşılması için ve özellikle katılımcılar nezdinde yanlış anlaşılmalara neden olan cayma konusunda, emeklilik şirketleri de çalışmalar yapıyor. Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı, OKS’den caymaların kişilerden mi yoksa sektörden mi kaynaklı olduğuna dair çeşitli analizler yaptıklarını kaydetti.

Analizlere göre, OKS sürecinin çok hızlı şekilde hayata geçmesinin caymalarda önemli bir etkisi olduğunu söyleyen diyen Obalı, “OKS’nin ayrıntılı anlatıldığı noktada katılımcıların kalma konusundaki eğilimlerinin yükseldiğini net olarak görüyoruz.

Bunu da her fazdaki cayma oranlarının düşmesinden anlıyoruz” dedi. OKS’de 2018 Ocak itibarıyla dördüncü faz başladı ve 1 Ocak 2018’den itibaren 50-99 arası çalışana sahip şirketler sisteme katıldı. Çalışan sayısı 10-49 arasında olan şirketler 1 Temmuz 2018’de, 5-9 arasında çalışanı olan şirketler 1 Ocak 2019’dan itibaren işverenleri aracılığıyla BES’e dâhil edilecek. Özgür Obalı, 2019 Ocak’a kadar 14 milyon çalışanın sistemle tanışmış olacağı bilgisini aktardı.

"GOÜ'LERE OLAN İLGİ SINIRLANABİLİR"
HANDE ŞEKERCİ
İŞ PORTFÖY ARAŞTIRMA BÖLÜM YÖNETMENİ
"Yurtiçinde Hazine'nin ocak ve şubat aylarında düzenlediği ihalelerde iç borç çevirme oranı tüm yıl için öngörülen yüzde 110'un altında oluşurken merkezi yönetim bütçe açığında yıl sonu hedeflerinin aşılmayacağını değerlendiriyoruz.

Yıllık enflasyonda bahar aylarına kadar baz etkilerinin de desteğiyle beklenen düşüş, TCMB'nin sıkı para politikası duruşuyla birleşerek yurtiçi piyasalar açısından destekleyici olabilir. Ancak artan cari açık izlenmeli. Yurtdışında ise, ABD Merkez Bankası'nın (FED) mart ayı toplantısında bu yıl için üç faiz artırımı öngörüsünü dörde revize edebileceğini görüşü hakim.

Bu yöndeki beklentiler ABD'de son dönemde yayınlanan verilerle de desteklendi. Gelişmiş ülkelerde yavaş yavaş yükselmeye başlayan enflasyon ve olumlu seyreden büyüme görünümü, merkez bankalarının mevcut sıkı para politikalarını güçlendirmelerine veya varlık alımlarını sonlandırmalarına zemin hazırlayarak gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) ilginin sınırlanmasına yol açabilir."
Etiketler
Sigortacılık