Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Düzenlenen panelde Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) masaya yatırıldı, sistemde kat edilen yola dair bilgiler verildi.
Panelde konuş macıların dikkat çektiği en önemli konu; BES ve Otomatik Katılım Sistemi'nin (OKS) faydaları olurken, bireysel tasarrufların ve yatırımların önemine de vurgu yapıldı.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç, yaptığı konuşmada BES'e neden ihtiyaç duyul duğunu anlattı. "Tüm dünyada emeklilik siste minin üç farklı ayağı bulunuyor.
Bunlar; devletin sağladığı, iş yerinin sağladığı ve gönüllülük esasına dayanan sistem" diyen Genç; devletin sağladığı ve SGK olarak adlandırılan ilk basamakta, emeklilik döneminde gelir açığı ortaya çıktığı için emeklilik maaşını alan kişilerin istedikleri hayat standartlarını elde edemediklerini söyledi.
Bu noktada Genç, açığı kapatmak ve tasarruf etmek için BES'e ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Ahmet Genç, birikim miktarının 80 milyar TL'ye ulaştığı BES'te hedeflerinin, insanların emeklilik döneminden önce yapacakları tasarrufla bu gelir açığını kapatmak olduğunu kaydetti.
CAYMA NEDEN YÜKSEK?
2017'de OKS'ye dâhil edilen 8,7 milyon kişiden sadece 3,5 milyonu sistemde kaldı. Bu nedenle BES ve OKS denince en çok konuşulan konu cayma oranları olmaya devam ediyor. Ahmet Genç, söz konusu yüksek cayma oranlarının sistemle ilgili bazı yanlış anlaşılmalardan kaynakladığını belirtti.
"BES'te alınan paralar kişi adına birikiyor ve devletin bütçesine gitmiyor. En büyük yanlış anlaşılma bu noktada başlıyor" diyen Genç, sadece emeklilik şirketlerinin bu parayı yönetirken küçük bir ücret aldıklarını vurguladı. Genç, devletin kesinti tabanlarını sınırlandırdığı bu nedenle bu kesintilerin OKS'de çok düşük olduğu bilgisini de verdi.
Cayma oranlarının yüksek olması nedeniyle OKS'ye dair bir dizi değişiklik de gündemde. Ahmet Genç, sistemdeki revizyonlar hakkında da şu bilgileri aktardı: "Cayma süresinin altı aya çıkartılmasıyla ilgili kanun maddesi plan bütçe komisyonundan geçti, genel kuruldan da geçerse kanunlaşmış olacak.
Buna ek olarak operasyonel hususlarla ilgili genel yetkiler de alınıyor. İki ay içinde cayarsa başlangıçta verilen bin TL katkıyı alan kişilerin tekrar alabilmesi için iki yıl beklemesi gerekiyordu. Bu süreci kaldıran düzenlemeyi görüşlere açtık. Bu konuda düzeltmeyi en kısa zamanda yönetmelik olarak çıkartmayı planlıyoruz."
BES'in ve OKS'nin tasarruf için ne denli önemli olduğunun vurgulandığı panelde, Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Uğur Erkan, sisteme ilişkin rakamsal verileri paylaştı.
"2013'te başlayan gönüllülük esasına dayalı BES'te, 2017 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 7 milyon katılımcıya ulaştık" diyen Erkan, katılımcıları yoğun çalışmalarla tek tek ikna ederek sisteme kazandırdıklarını söyledi.
Uğur Erkan, OKS özelinde ise 2018 Ocak dâhil sistemde 3,9 milyon kişinin bulunduğunu ve OKS'de birikimin 2 milyar TL civarında olduğunu kaydetti. Uğur Erkan, "OKS için dört ay gibi çok kısa bir süremiz vardı. Bu sürede 18 şirket sistemsel altyapısını tamamlayarak mevzuata uyum sağladı.
Ancak bunu topluma anlaşılır şekilde izah edemedik. Yüksek cayma bundan kaynaklanıyor" dedi. "En değerli para ilk yatırılan paradır" diyen Erkan, özellikle iş hayatına yeni başlayanlara uzun süreli tasarrufun ve tasarruf etmeye ne kadar erken başlanırsa o kadar fayda sağlanacağının anlatılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
CANER ÖZHAN / İŞ PORTFÖY ALTERNATİF YATIRIM ÜRÜNLERİ PORTFÖY YÖNETİMİ KIDEMLİ PORTFÖY YÖNETİCİSİ
"ABD'de saatlik ücret artışları ve şubat ayı enflasyon rakamları, Euro bölgesi ve Japonya'dan gelen enflasyon rakamlarıyla da desteklendi ve küresel geniş para politikasının deflasyonist süreci sona erdirdiği ortaya çıktı.
Enflasyonun yıl içinde hızını artıracağı, FED'in bu yükselişe göre göreceli yavaş hızda faiz artıracağı, reel faizlerin seviyesinin korunacağı hatta düşeceği, genel beklenti. Faiz hadleri artsa da doların kalıcı ve hızlı değer kazanma sürecine girme olasılığının düşüklüğü risk iştahı yaratıyor.
Türk Eurobond'larının ABD orta ve uzun vadeli hazine tahvillerine paralel seyredeceğini ancak aradaki faiz spreadlerinin açılmasını gerektirecek durum olmayacağını öngörüyoruz.
Dış politik risklerin öngörülen seviyenin dışına taşmaması ve ABD başta olmak üzere kilit ülkelerle siyasi gerginlik yaşanmaması kaydıyla Türk dış borçlanma araçlarının küresel benzerlerine göre yüksek getirileriyle cazip kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz."