Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Panelde, Türkiye’nin yatırımları için finansman ihtiyacının karşılanmasında bireysel emeklilik fonlarının rolü, bireysel emeklilik fonlarının sermaye piyasalarının gelişimine katkısı, otomatik katılım uygulamasının bireysel emeklilik fonlarının büyümesine etkisi, genç nüfusun tasarrufa yönlendirmenin yolları ve iyi bir gelecek için bugünden emekliliğe yönelik tasarruf yapmanın önemi başlıkları ele alındı.
YAŞLI NÜFUS ARTIYOR
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Başkanı, Allianz Yaşam ve Emeklilik ile Allianz Hayat ve Emeklilik’in Genel Müdürü Taylan Türkölmez, Türkiye’de ortalama yaşam beklentisinin uzadığını belirterek, buna paralel uzayan emeklilik dönemi için bugünden tasarruf etmek gerektiğini vurguladı.
TÜİK tarafından hazırlanan nüfus projeksiyonu araştırmasına değinen Türkölmez, “Bugün ortanca yaş 32; bunun 2070’de ise 43 olması bekleniyor. 65 yaş üzeri nüfusun toplam nüfusa oranı şu anda yüzde 8,5. 2070’de ise yüzde 23 olacağı öngörülüyor. Biz şu anda genç bir nüfusa sahip olmakla övünüyoruz.
Ancak yaşlı nüfusun arttığı, genç nüfusun azaldığı ve beklenen ömrün de uzadığı 50 yıllık bir dönem bekliyor bizi” diye konuştu. Otomatik katılımın doğru bir uygulama olduğunu dile getiren Türkölmez, tüm dünyada sosyal güvelik sisteminin tamamlayıcısı olan ikincil emeklilik planlarında işveren katkısının bulunduğunu belirtti.
Türkiye’de de emeklilik fonlarının istenen seviyelere ulaşması için uygulamanın işverenler, sendikalar dahil tüm paydaşlar tarafından sahiplenilmesinin önemine değinen Türkölmez, “Otomatik katılımı daha iyi yerlere getirmek için işveren katkısının olması gerekir” dedi.
FON DEĞİŞİKLİĞİ ÖNEMLİ
Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Garanti Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Burak Ali Göçer ise tasarruf yapmak ve rahat bir emeklilik dönemi geçirmek için bireysel emeklilik sisteminin biçilmiş kaftan olduğunu dile getirdi.
Bireysel emekliliği yüzde 25 devlet katkısı ile cazibesi yüksek bir sistem olarak tanımladı. Göçer, şöyle devam etti: “Bireysel emeklilik fonlarının getirileri hakikaten çok kıymetli.
Toplam birikiminize bakarsanız, emekli olduğunuzda toplam yatırımınızın 2/3’ü getiriden geliyor. Fonları değiştirmek için yılda altı tane hakkınız var. Bunu kullananların oranı ne yazık ki, yüzde 5.”
İş Portföy Yönetimi Genel Müdürü Tevfik Eraslan ise bireysel emeklilik sistemindeki birikimlerin değerlendirildiği emeklilik fonlarına ilişkin bilgi verdi. Eraslan’ın aktarımına göre, bireysel emeklilik fonlarının yüzde 30’unu devlet borçlanma araçları, yüzde 12’sini banka mevduatları, yüzde 12’sini özel sektör borçlanma araçları, yüzde 11’ini ise hisse senetleri oluşturuyor. Ayrıca söz konusu fonlar gayrimenkul fonunda, bilişim sermayesi fonlarında, start-uplar’da da kullanılıyor.
“TASARRUF ORANLARI ARTMALI”
Eraslan, sermaye piyasalarının ihtiyaç duyduğu kaynağın nasıl sağlanabileceğine ilişkin olarak da şunları kaydetti: “Türkiye’nin bugün tasarruf oranı yüzde 25’lerde.
Ama diğer taraftan Türkiye’nin yaptığı yatırımların toplamı yüzde 30. Yani tasarruflarla yatırımlarımız arasında yüzde 5’lik açığımız var.
Biz bu açığı kapatmadığımız takdirde her gün başka ulusların yaptığı tasarrufu ülkeye almak durumundayız. Sermaye piyasaları tarafında en büyük açık, bugün için kaynak açığıdır.
Dolayısıyla biz ülkenin tasarrufunu önümüzdeki dönemde artırabilmeliyiz. Artırdığımız tasarrufları da bir şekilde sermaye piyasalarına getirebilmemiz gerekir. Bu işin sistematik yolunun bireysel emeklilik sistemi, otomatik katılım sistemi gibi sistemler olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla bunları yaygınlaştırdığımız takdirde buradan gelen kaynak ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynak transferinin sağlanmasında çok büyük rol oynayacaktır.”
ERMAN YILDIZ
İŞ PORTFÖY HİSSE SENEDİ PORTFÖY YÖNETİMİ PORTFÖY YÖNETİCİSİ
"Geçen haftalarda katılım endeksinde görülen değer kayıpları sonrasında yine ağustos ayındaki rekor düşük seviyelere yaklaşıldı. Katılım endeksinde değer kayıpları sanayi hisseleri öncülüğünde oldu.
Daralmaya başlayan sanayi sektörü ve yurtiçi talep, katılım endeksi üzerinde etkisini gösterdi. Katılım hisselerindeki değer kayıplarını kira sertifikalarındaki değer kazançları dengeledi. Türk lirasındaki (TL) değer kazançlarıyla beraber gerileyen enflasyon beklentileri de tahvil piyasasının rahatlamasını sağladı.
Kira sertifikalarında da tahvillerle beraber önemli değer artışları görüldü. İlerleyen haftalarda kira sertifikalarında getiri potansiyelinin sınırlı olduğunu düşünüyoruz. Katılım hisseleri hala ucuz işlem görmeye devam ediyor.”