Devletten BES'e 2017 katkısı, 3,9 milyar TL

27 Ekim 2022 | 09:00
Geçen sayımızda Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) devlet katkısı konusuna değinmiş ve sektörün bu katkının verdiği destekle hızlı bir gelişim içinde olduğunu belirtmiştik.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.


BES’in cazibesinin artırılması ve yurtiçi tasarruf oranının yükseltilmesi için yapılan düzenlemeler sonucunda katılımcılara 2013 yılı başından itibaren yıllık brüt asgari ücretin yüzde 25’ine kadar olmak üzere devlet katkısı ödeniyor.

Bu ödemeler için de devlet bütçesinden kaynak aktarılıyor. İşte geçen hafta, 2017 bütçesi ve bütçeden BES’e ayrılacak kaynak konusunda açıklamalar geldi.

Öncelikle geçen yıllara bir göz atalım. 2013 yılında devlet bütçesinden 1,2 milyar TL, 2014 yılı için 2 milyar TL, 2015 yılı için 2,6 milyar TL ve 2016 için 2,7 milyar TL kaynak ayrılmıştı. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarına göre 2017 yılı için ayrılan kaynak ise 3,9 milyar TL.

12,4 MİLYAR TL
Tasarrufların artırılmasında önemli rol oynayan Bireysel Emeklilik Sistemi’ne özel önem verdiklerinin altını çizen Naci Ağbal, BES sistemindeki katılımcı sayısının 6,5 milyon kişiye, birikmiş fon tutarının ise devlet katkısı dahil 58,4 milyar liraya ulaştığını kaydetti.

BES kapsamında bu yıl sonu itibarıyla bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarının toplamda 8,5 milyar liraya çıkacağına işaret eden Naci Ağbal, “2017 yılı bütçesinden bu amaçla BES’e aktarılmak üzere, bütçemizden 3,9 milyar lira kaynak ayırdık. Böylece 2017 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 12,4 milyar liraya ulaşmış olacak” ifadelerini kullandı.

KİMLER FAYDALANIYOR?
Peki, kimler devlet katkısından faydalanabilir? Vergi mükellefi olup olmadığına, mesleğine bakılmaksızın bireysel ya da gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesi dahilinde katkı payı ödeyen 18 yaşından büyük olup BES yaptıran TC vatandaşları bundan faydalanabiliyor. İşveren grup emeklilik sözleşmelerine ise devlet katkısı ödenmiyor.

Eşiniz veya fiil ehliyetine sahip çocuğunuz adına yatırdığınız katkı payları üzerinden katılımcı bazında belirlenmiş yıllık brüt asgari ücret tutarındaki sınır dâhilinde yüzde 25 oranında devlet katkısı ödenir. Dolayısıyla, bireysel emeklilik sistemine dâhil olan her aile bireyi, devlet katkısı ve sistemin diğer tüm avantajlarından faydalanıyor.

Katkı payı ödemesi dışında herhangi bir işlem yapmadan otomatik olarak devlet katkısından faydalanabilirsiniz. Emeklilik şirketleri, yatırdığınız katkı paylarını sizin adınıza Emeklilik Gözetim Merkezi’ne (EGM) bildirir ve hesaplanan devlet katkısı, bireysel emeklilik hesabınıza ödenir.

Emeklilik hakkını elde edip emeklilik sözleşmenize devam etmeniz durumunda, katkı payı ödemeye devam ettiğiniz sürece devlet katkısı alabilirsiniz.

Emeklilik hakkınızı kullanıp sistemden ayrıldığınızda, devlet katkısı hesabınızda bulunan birikimlerin tamamına hak kazanmış olursunuz. Burada hatırlatmakta fayda var, devlet katkısından yüzde 100 hak kazanmak için 10 yıl prim ödeme ve 56 yaş kriterini yerine getirmek gerekiyor. Bunun yanında vefat hallerinde de devlet katkısından yüzde 100 oranında faydalanılıyor.

SORUN YANITLAYALIM.
Sistemde katkı payı ödediğim farklı şirketlerde iki sözleşmem var. Tüm sözleşmelerim için devlet katkısı alabilir miyim?

Devlet katkısı tutarına ilişkin üst sınır katılımcı bazında uygulanıyor. Aynı dönemde birden fazla sözleşmesine katkı payı ödeyen katılımcının ödediği toplam katkı payı tutarı için hesaplanan devlet katkısı tutarı, ilgili ayda sözleşme başına ödenen katkı payının ağırlığına göre sözleşmelerine dağıtılıyor. Bir takvim yılı içinde ödenen ve devlet katkısı hesaplamasında dikkate alınacak katkı payı tutarı, yıllık brüt asgari ücret kadar.

MB KARARI TL'YE DESTEK SAĞLAMA POTANSİYELİ TAŞIYOR
NİLÜFER ZENGİN
İŞ PORTFÖY ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ BAŞEKONOMİSTİ
"Merkez Bankası piyasadaki genel beklentinin aksine, perşembe günkü toplantısında mart ayından beri faiz koridorunun üst bandında gerçekleştirdiği indirimlere ara verdi ve faizlerde değişiklik yapmadı.

Merkez Bankası'nın söyleminin daha şahin bir duruşa işaret etmesi, Türk lirasına uzun soluklu bir destek sağlama potansiyeli taşıyor. Bir önceki toplantıda finansal koşulların sıkı olduğuna değinen Merkez Bankası'nın gevşeme yönündeki adımları devam ettireceği algılanmışken, Merkez Bankası bu toplantıda makro ihtiyati tedbirlerde son dönemde yapılan gevşemeye gönderme yaparak, finansal koşulların desteklendiğini belirtti.

Bu söylem değişikliği para politikasının ekonomiyi desteklemesine olan ihtiyacın azaldığı şeklinde yorumlanabilir. Yaptığımız hesaplamalar da akaryakıt zamları ve gıda fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle yıllık enflasyonun ekim ayında yükselebileceğini gösteriyor.

Toplantının en önemli noktalarından biri de, Merkez Bankası'nın 'Para politikasında sadeleşme sürecindeki bir sonraki adımın yönü ve zamanlamasının verilere göre şekilleneceğini' belirterek, şu ana kadar piyasada sadece faiz indirimi şeklinde algılanan sadeleşme sürecinin faiz artırımı içerebileceğinin sinyalini ilk defa yazılı bir şekilde vermiş olmasıydı.

Merkez Bankası 27 Ekim'de Enflasyon Raporu'nu yayınladığında, faiz indirimlerine son mu verildiği yoksa ara mı verildiği konusuna netlik getirmesi beklenebilir. Ayrıca, gelecek dönem faiz kararlarına ışık tutabilir."