BES'te poliçe süreleri uzamalı

27 Ekim 2022 | 11:12
Geçen hafta Allianz Türkiye’nin düzenlediği toplantıda, Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, kurumun 2017 finansal sonuçlarını değerlendirdi ve yeni dönem hedeflerini paylaştı.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.


2017 yıl sonu itibarıyla 22,8 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşan Allianz Türkiye, 9,2 milyar TL prim ile katkı payı üretimi ve 807 milyon TL net kâr elde etti. 2017’de müşterilerine 3,2 milyar TL’lik hasar ödemesi yapan şirket, hissedarlarına 207 milyon TL tutarında temettü dağıttı.

“SEKTÖR GETİRİSİNİ GEÇTİK”
Toplantıda üzerinde durulan önemli konular biri, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Otomatik Katılım Sistemi (OKS) oldu. BES’te 2016’ya göre yüzde 27 artışla 13 milyar TL fon büyüklüğüne ve 890 bin katılımcıya ulaştıklarını kaydeden Aylin Somersan Coqui, yüzde 16,6’lık pazar payıyla sektör üçüncüsü oldukları bilgisini verdi.

Aylin Somersan Coqui, şu bilgileri paylaştı: “2017’de katılımcılarımızı risk gruplarına göre ayırarak oluşturduğumuz fon sepetlerine yönlendirdik ve dengeli portföy yapısıyla istikrarlı getiri elde etmelerini sağladık. 2017’de enflasyon oranı yüzde 12, BES sektör getirisi yüzde 15 oldu.

Allianz Yaşam ve Emeklilik’te yüzde 17,9, Allianz Hayat ve Emeklilik’te yüzde 18,3 ile müşterilerimize enflasyonun ve BES sektör getirisi ortalamasının üstünde getiri sağladık."

BES’E DAİR DEĞİŞİKLİKLER
2017’de OKS ile sisteme 7,8 milyon kişi girdi. Ancak yüzde 56 cayma oranıyla, sistemde 3,4 milyon kişi kaldı. Biriken fon miktarı 1,8 milyar TL oldu. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM) son verilerine göre, 30 Mart itibarıyla OKS’de fon büyüklüğü 2,4 milyar TL’ye, katılımcı sayısı 3,8 milyona ulaştı.

Böylece ilk çeyrekte OKS’yle sisteme 417 bin 673 kişi dâhil oldu ve bu dönemde toplam 3,8 milyon katılımcı yaklaşık 634,1 milyon TL biriktirdi. İlk çeyrek itibarıyla BES’in toplam fon büyüklüğü ise 80,7 milyar TL’ye yükseldi.

BES’e ve OKS’ye yönelik son göstergeler böyleyken mart ayı sonunda TBMM’den geçerek yasalaşan torba tasarıya göre, OKS’deki iki aylık cayma süresi altı aya çıkarılıyor. Ayrıca bugüne kadar sistemden ayrılanlar istediği zaman tekrardan otomatik BES’e giriş yapabiliyor ve girdiklerinde bin TL’lik devlet katkısını alabiliyor.

İKİ ÖNEMLİ UNSUR
2017’deki yüzde 56’lık cayma oranına dikkat çeken Aylin Somersan Coqui, iki yıl önce bu oranlarda bir caymanın gerçekleşebileceğini tahmin ettiğini hatırlattı. Ancak tasarrufla hiç tanışmamış 3,8 milyon kişinin kısa sürede sisteme dâhil edilmesinin önemli olduğuna da dikkat çekti.

OKS’de cayma süresiyle ve yeniden giriş hakkıyla ilgili değişikliklerin oldukça pozitif olduğunu söyleyen Aylin Somersan Coqui, iki önemli önerisini ise şöyle sıraladı: “OKS’deki yüzde 25 devlet katkısı, eşi olmayan çok önemli bir oran. Devam etmesini sağlamalıyız.

Ancak OKS’de işveren katkısının hayata geçirilmesi gerekiyor. İşveren katkısının olduğu uluslararası modellerde cayma oranları, düşük. Cayma süresinin altı aya çıkması konusu da önemli. Aslında altı ay boyunca katılımcılar sistemde kalmak zorunda değil, istedikleri zaman çıkabiliyor.

Bence altı ay boyunca katılımcıları sistemde tutup en azından bu altı ay sistemi tecrübe etmelerini, büyümeyi ve tasarrufu gözlemlemelerini sağlamalıyız. Bunun, cayma oranlarını düşüreceği kanaatindeyim."

“BİLİNCİ ARTIRMALIYIZ”
BES poliçesinin Almanya’daki ömrü ortalamada 25 yılın üzerindeyken Türkiye’de bu sürenin üç yıl olduğuna değinen Aylin Somersan Coqui, BES poliçesinin emeklilik için daha uzun ömürlü olması gerektiğini de aktardı.

“Ancak Türkiye’de, nakde ihtiyaç duyulduğunda ilk yapılan BES’i bozmak. Bu durum, şirketleri zor durumda bırakıyor ve sistemdeki büyümeyi yavaşlatıyor" diyen Somersan Coqui, şöyle devam etti:

“BES, bir ölçeklendirme sistemi. Eğer BES diğer ülkelerdeki gibi büyürse, sermaye piyasalarının gelişmesine ve derinleşmesine ciddi katkı sağlayacak. Tasarruf oranları da artacak.

BES’i büyütecek en önemli etkenlerden biri de poliçe süresinin uzatılmasını sağlayabilmek. Bize düşen görev; bilinci artırmak ve katılımcıların risk durumlarına göre doğru fon sepetlerini oluşturmak. Bu konuda da mevzuat desteği bekliyoruz."

PİYASADA 'ALIM' FIRSATLARI TAKİP EDİLEBİLİR
HASAN BASRİ TARMAN
İŞ PORTFÖY SABİT GETİRİLİ PORTFÖY YÖNETİMİ KIDEMLİ PORTFÖY YÖNETİCİSİ
"Son dönemde büyüme performansıyla ön plana çıkan Türkiye ekonomisinde yan etkiler olarak nitelendirebileceğimiz yüksek enflasyon ve cari açık ile karşılaşılması, Türk tahvil piyasasında bu gelişmelerin fiyatlamalara olumsuz yansıdığı ve satıcıların bono piyasasında ağırlıklı olduğu bir dönemi beraberinde getirdi.

Gelişmekte olan ülke (GOÜ) ekonomilerine sıcak para akışının kuvvetli olmaya devam ettiği bu son dönemde, yurtiçi tahvil piyasamızda satıcıların yurt dışı yerleşikler olarak ön plana çıktığını gözlemledik. Son dönemde 10 yıllık gösterge kıymet bileşik faizin yüzde 13,50'lere geldiği göz önüne alındığında, piyasada 'alım' fırsatlarının takip edilebileceğini düşünüyoruz.

Ancak önümüzdeki dönemde hazine ihraçlarının yılbaşından bugüne kadarki dönemde olduğu gibi arz yönlü ilave baskı yaratmayan bir süreçte devam etmesi ve uygulanacak para politikasının enflasyonu orta vadede tek hanede hapsedeceği beklentisinin piyasalarca satın alınması önemli olacak."