Endeksin sonuçlarına göre; Kuzey Batı Avrupa ülkeleri birinci sınıf emeklilik sistemleri geliştirme konusunda dünyaya öncülük ediyor. İleri yaşlar için en hazır ülkeler ise Hollanda ve Danimarka.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Bu ülkeler, emeklilere en fazla faydayı sağlarken, aynı zamanda mevcut ekonomileri içinde sürdürülebilir sistemler yaratma başarılarıyla öne çıkıyor. 2018 sonuçlarına göre; yüzde 80,3’lük oran ile Hollanda ve yüzde 80,2’lik oranla Danimarka, oldukça iyi sosyal yardımlarla A notu alan birinci sınıf emeklilik gelir sistemlerine sahip iki ülke olarak karşımıza çıkıyor.
DENGELEMEYE ÇALIŞIYOR
Yaşlanan popülasyonlar, dünya çapında hükümetleri zorlayan bir olgu olmaya devam ediyor. Kural koyucular ise hem bireyler için uygun, hem de ekonomi için sürdürülebilir olan sistemi ve kendi emeklileri için fınansal güvenlik sağlama hedeflerini dengelemeye çalışıyor.
Dünyanın farklı ekonomik ve kültürel altyapısına sahip ülkelerindeki emeklilik ve sosyal yardım sistemlerini karşılaştıran endeks, yeterlilik, sürdürülebilirlik ve bütünlük kategorilerinde 40’ı aşkın göstergede 34 sistemi ölçümledi.
KUZEY BATI ÜLKELERİ ÖNCÜ
Endeks sonuçları, Kuzey Batı Avrupa ülkelerinin birinci sınıf emeklilik sistemleri geliştirme konusunda dünyaya öncülük ettiğini ortaya koyuyor. Altı yıl boyunca endekste ilk sırayı yer alan Danimarka ise, bu yıl liderliği 0,1 puan farkla Hollanda’ya kaptırdı.
Finlandiya 74,5 puanla üçüncü, Avustralya 72,6 puanla dördüncü olurken, İsveç ise 72,5 puanla beşinci sıraya yerleşti. Genç iş gücü ve kadınların çalışma hayatında teşvik edilmesi ve verimliliğin arttırılmış olması bu sıralamada önem taşıyor.
Ayrıca bağlanan emekli maaşının son maaşa oranı, tavan gelir düzeyinin ekonominin ortalama gelir düzeyi arasındaki korelasyona bağlı olarak değişiyor. Emeklilik yaşı ve ortalama ömür beklentisinin de dengeli ilerlemesi sürdürebilirliği etkileyen önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEM KAZANIYOR
Endeksin 2018 sonuçlarına göre; yeterlilik ve sürdürebilirlik arasında gerilim artıyor. Bu gerilim, özellikle Avrupa ülkelerinde daha belirgin bir hale geliyor. Danimarka, Hollanda ve İsveç, hem yeterlilik hem de sürdürülebilirlik konusunda A ve B notuyla ilk sırada.
Avusturya, İtalya ve İspanya, yeterlilik için B notu alırken, sürdürülebilirlik bakımından aldıkları E notuyla aynı başarıyı sergileyemiyor. Bu durum, bu ülkelerin uyguladığı emeklilik sistemlerinde reform ihtiyacı olan alanlar olduğuna işaret ediyor.
DİNÇER GÜLEYİN/MERCER TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
"Bir emeklilik sistemin sürdürülebilir veya yeterli olması tek başına yetmiyor. Ortalama yaşam süresinin artmaya devam etmesi nedeniyle hükümetler, emeklilik reformu konusunu ele almaya başladı.
Gelişmiş ekonomiler, bir süredir kendi emeklilik sistemlerine yönelik demografik zorlukların farkında. Ekonomilerin daha az gelişmiş olduğu yerlerde, birçok hükümetin kendi popülasyonlarında ortaya çıkan aynı eğilimleri fark ettiğini ve bu konuyu ele almak için şimdi adım attığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.
Bu tür reformist adımlar, emeklilik sistemlerini uzun vadede daha sürdürülebilir hale getiriyor. Bazı emeklilik sistemleri, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından diğerlerine göre daha zorlu bir yolda ilerliyor, kendine özgü faktörleri olan farklı başlangıç noktalarından yola çıkıyor.
Ülkeler, gerekli değişiklikleri mümkün kılan politika ve ekonomik koşulları yaratmayı dikkate almalı. Dünya çapında insanların çalışma biçimlerindeki değişikliklerle birlikte bu programların herkesi kapsamasını sağlamalıyız. Böylece tüm iş gücü için geleceğe yönelik tasarruf yapılmış olacak."
BARIŞ KESKİN
İŞ PORTFÖY CFA-SABİT GETİRİLİ PORTFÖY YÖNETİMİ MÜDÜR YARDIMCISI
"Geçen hafta ABD hisse senedi endekslerinde yaşanan düşüşler tüm dünyada risk iştahını olumsuz etkilerken gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimlerinde de değer kayıpları görüldü.
Ancak TL diğer GOÜ para birimlerine göre güçlü duruşunu sürdürdü. 10 yıllık tahvil faizleri ise önce küresel endişelerle yüzde 19,50 seviyelerine kadar yükselse de sonrasında yüzde 18,50 seviyelerine geriledi. TCMB'nin para politikası faizlerinde değişikliğe gitmemesi verim eğrisinin kısa tarafındaki tahvilleri destekledi.
Önümüzdeki dönemde açıklanacak ekim ayı enflasyon verisi ve Hazine'nin kasım ayındaki yüklü borçlanma programı tahvil faizleri üzerinde etkili olacak. Yurtdışında ise özellikle ABD borsalarındaki hareket ve bunun küresel risk iştahına etkisi belirleyici olmaya devam edecek.”