Bireysel emeklilik sektörünün öncüsü ve 2015 yılında katılımcı sayısını en çok artıran şirket olma unvanını koruyan Anadolu Hayat Emeklilik, katılımcı sayısında 1 milyon 5 bin 959 kişiye ulaştı. Şirketin toplam fon büyüklüğü devlet katkısı fonları dâhil 8,8 milyar TL seviyesine yaklaştı. Bu kategoride yüzde 19’luk pazar payına sahip olduklarını söyleyen Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) tarafından yayımlanan 27 Kasım 2015 tarihli verilere göre, yılbaşından bugüne katılımcı sayısını en yüksek adette artıran şirket olduklarını dile getiriyor. Pazar payıyla bu kategoride sektör lideri konumunda bulunan Anadolu Hayat Emeklilik’in katılımcıları arasında kadınların payı yüzde 52’lik oranla çoğunluğu oluşturmaya devam ediyor.
14 BİN GENÇ KATILDI
Haziran ayında sektörde yine bir ilke imza atarak satışa sundukları ‘Genç Emeklilik Planı’ ile şu ana kadar 14 bin genci sisteme dâhil ettiklerini açıklayan M. Uğur Erkan, ürünlerinin kısa süre içerisinde gençlerden büyük ilgi gördüğünü ifade ediyor. Erkan, 2015 yılında kazanılan yeni katılımcılar arasındaki genç oranlarının ise yüzde 17’ye yükseldiğini ifade ediyor. “Bu ürünle gençlere, 70 TL’den başlayan tutarlarla sisteme dâhil olma fırsatı tanıdık. Üstelik yatırdığı her katkı payı tutarının yüzde25’i kadar devlet katkısından faydalanabileceklerini hatırlattık. İlgili yaş grubunda bulunan müşterilerin Anadolu Hayat Emeklilik’e ilgisinin arttığını görmekten büyük mutluluk duyuyoruz” diyen Erkan, bu yaşlarda sisteme dâhil olmalarının, gençlerin kendi geleceklerine sahip çıkmaları açısından büyük önem taşıdığının altını çiziyor.
Bireysel emeklilik sisteminde 5,9 milyon katılımcı sayısına ve devlet katkısı dâhil 46,7 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşıldı. İstikrarlı, dengeli ve kârlı büyümesini sürdüren Anadolu Hayat Emeklilik, 2015 yılının üçüncü çeyreğinde brüt kârda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55 oranında artışla 140,2 milyon TL, net kârda ise yüzde 63 oranında artışla 117,5 milyon TL’ye ulaştı. Faaliyet gösterilen hayat, hayat dışı ve bireysel emeklilik branşlarına ilişkin şirketin toplam teknik kârı ise yüzde 108 artarak 92 milyon TL’ye ulaştı. Şirketin aktif büyüklüğü ve öz sermayesi de sırasıyla 11,3 milyar TL ve 725,4 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. M. Uğur Erkan bilançoyla ilgili olarak “Borsa İstanbul’da işlem gören ilk emeklilik şirketi olan Anadolu Hayat Emeklilik, önümüzdeki dönemlerde de dünya genelinde yaşanan finansal gelişmeleri ve faaliyet göstermekte olduğu sektörlerdeki rekabet koşullarını yakından takip ederek, verimli ve kârlı büyümesini sürdürecektir” diyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’dan hak kazanacağımbir emeklilik imkânı varken, neden bireysel emeklilik sistemini tercih edeyim?
Tabloyu görmek için görsele tıklayın
SORUN YANITLAYALIM...
Çalıştığınız dönemde sahip olduğunuzmevcut hayat standartlarınızı, emeklilik döneminizde sadece SosyalGüvenlik Kurumu’ndan alacağınız emeklimaaşı ile devamettirmenizmümkün olmayabilir. Bu sebeple bireysel emeklilik sistemini; emeklilik döneminizde size ek bir gelir sağlayan, o dönemdeki refah seviyenizi artırmayı amaçlayan, sosyal güvenlik sisteminin bir tamamlayıcısı olarak görmelisiniz.Hiçbir sosyal güvenlik kurumuna dâhil olmayanlar için de bireysel emeklilik sistemi, emeklilik dönemlerinde sahip olacakları tek gelir kaynağı olarak düşünülmeli.
“ECB’nin hayal kırıklığını FED telafi edebilir”
Nilüfer Sezgin İş Portföy Yönetimi Başekonomist
“AvrupaMerkez Bankası (ECB) perşembe günkü toplantısında beklendiği gibi depo faizini yüzde -0,2’den yüzde -0,3’e düşürdü. Diğer yandan, ECB’nin önceki sinyalleri aylık tahvil alım miktarının yükseltilebileceği yönünde net bir beklenti oluşturmasına karşın, banka sadece tahvil alım programının süresini altı ay uzatmakla yetindi. Bir iletişimkazası olarak yorumlanan ve beklentiyi karşılamayan bu hamle, piyasalarda Euro’nun güçlenmesi ve tahvil faizlerinin yükselmesi olarak karşılık buldu. Risk iştahının da olumsuz etkilenmesiyle, borsalarda kayıplar görüldü. ECB’nin gerek duyulan süre boyunca, portföyündeki tahvillerin ana para geri ödemelerinin yeniden tahvil alımına aktarılmasını kararlaştırması, likiditeye ilave artış getirecek bir karar. Ancak piyasanın beklentilerini yine de karşılayamadı.
ECB gelecek yıl Nisan ayında bir kez daha bu programı gözden geçirip, ilave önlem gerekip gerekmediğini değerlendirecek. Türkiye’de özel sektörün uzun vadeli yurtdışı borçlanmasının yüzde 40’ı Euro cinsi olarak temin ediliyor ve Türkiye ihracatının yüzde 40’ından fazlası Avrupa’ya yapılıyor. Bu nedenle ECB’den gelen ekonomiyi teşvik etme yönündeki hamlenin beklendiği kadar güçlü olmaması, TL varlıklar için destekleyici değildi.
Zaten jeopolitik gelişmelerin etkisiyle benzerlerinden olumsuz yönde ayrışmakta olan yurtiçi piyasalar açısından bir sonraki kritik dönümnoktası FED olabilir. Bu kapsamda, ECB’nin yarattığı hayal kırıklığının FED ile telafi edilip edilemeyeceği izlenecek. FED’in faiz artırımına kesin gözüyle bakılsa da faiz artırımkararına uzun vadeli faiz projeksiyonlarının aşağı yönlü revizyonu eşlik ederse risk iştahı açısından destekleyici olabilir. Ayrıca, FED’i takiben Aralık’taMerkez Bankası’nın da sadeleşme kapsamında faiz artırımına gitmesi, yurtiçi piyasalara olumlu yansıma potansiyeli olan bir gelişme.”