Cuma günü, 2.075,11 dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaşan altının ons fiyatı, bu seviyeden itibaren düşüşe geçerek 1.863 dolara kadar gerilemesinin ardından, 1.950 dolar seviyesinde dengelenme çabasında.
Son dört iş gününde 200 doların üzerinde bir dalgalanma yaşayan altının ons fiyatı, dün yüzde 5,72 değer kaybederken, bu oran son yedi yılın en sert günlük düşüşüne işaret etti.
Analistler, altının ons fiyatındaki düşüşte, son dönemde küresel bazda beklentilerden iyi gelen makroekonomik verilerin ve ABD'de görüşülmeye başlanan teşvik paketinin önemli rol oynadığını belirtti.
Buna göre, ABD hükümetinin borçlanacağı beklentisiyle ABD tahvillerinin reel getirisinin yükselmesinin altının ons fiyatını baskıladığını ifade eden analistler, cuma günü yüzde -1,083'e kadar gerileyen 10 yıllık ABD tahvili reel getirisinin 100 baz puandan fazla yükselerek yüzde -0,967'ye çıktığını kaydetti.
Analistler, öte yandan, Kovid-19 aşısına ilişkin olumlu haber akışının da küresel piyasalarda riskli varlıklara yönelimi desteklediğini kaydetti.
"Fiyatlardaki dalgalanma devam edebilir"
Commerzbank emtia analisti Carsten Fritsch, konuya ilişkin paylaştığı bilgi notunda, teknik olarak birçok indikatörün altının ons fiyatının aşırı yükseldiğine işaret ettiğini, yatırımcıların kar realizasyonuna gitmelerinin anlaşılabilir olduğunu kaydetti.
Altının ons fiyatındaki hareketlerde günden güne etkili olmaya devam eden altın bazlı ETF'lerden son üç iş gününde çıkış yaşandığını vurgulayan Fritsch, "Son dört haftada altının ons fiyatındaki yükseliş dikkate alındığında altın fiyatlarındaki dalgalanmanın bir süre daha devam etmesi beklenebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Fritsch, gümüş ve platinyum gibi diğer metallerde de altına benzer fiyat hareketlerinin yaşandığını, özellikle gümüşün son 7,5 yılın en yükseğine çıkmasının ardından bu seviyeden gelen kar satışlarıyla önemli değer kaybı yaşadığını kaydetti.
Altın fiyatlarını 2011'de rekor seviyelere çıkartan sebeplerle bugünkü sebeplerin benzer olduğuna dikkati çeken Fritsch, "Baktığımız zaman ABD'deki siyasi gündem 2011'den daha zorlu bir hale gelmiş durumda. Bununla birlikte, Kongre'de devam eden işsizlik yardımlarının uzatılmasına ilişkin mücadele altın fiyatlarında 2011'dekine benzer bir hareketin yaşanmasına sebep oldu" ifadelerini kullandı.
Fritsch, küresel ölçekte faiz oranlarının neredeyse sıfıra çekilmesi ve düşen tahvil getirilerinin altın fiyatlarını yukarı yönde desteklediğini vurgulayarak, "ABD 10 yıllık tahvillerinin reel getirisinin negatif bölgeye inmesiyle, altının tek dezavantajı olan faiz ödememesi durumu ortadan kalktı" değerlendirmesinde bulundu.
Reel getirilerin çok değişmesi beklenmiyor
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, AA muhabirine yaptığı konuya ilişkin açıklamada, "Kovid-19 aşısına ilişkin haber akışının altının ons fiyatındaki düşüşte etkisi olsa da satış sinyalleri pazartesi günü gelmeye başlamıştı. Pay piyasalarında önemli bir yükseliş yaşanmaması ise bu konunun çok ciddi fiyatlanmadığını gösteriyor" uyarısını yaptı.
Enflasyon beklentisinin değerli metallere haddinden fazla yansıtıldığına dikkati çeken Manukyan, altına olan talebin çoğunlukla küçük yatırımcılar vasıtasıyla borsa yatırım fonları (BYF) üzerinden geldiğini kaydetti.
Manukyan, altının ons fiyatındaki değişimlerde özellikle Çin Merkez Bankası (PBoC) olmak üzere merkez bankalarının hareketlerine büyük önem atfedildiğini ancak son dönemde merkez banklarından ziyade küçük yatırımcıların tek yönlü davranışının sert bir düzeltmeyi tetiklediğini aktardı.
Reel getirilerin altın fiyatlarını etkileyen önemli etkenlerden biri olduğunu ifade eden Manukyan, ABD seçimleri öncesi ciddi bir deflasyon senaryosu haricinde getirilerin çok sert bir yükseliş yapmayacağı öngörüsünde bulundu.