Türkiye’de düzenlenen festival sayısı giderek artıyor. Festival ekonomisinin büyüklüğünün 750 milyon TL’ye ulaştığı tahmin ediliyor. Bu ekonomiyi ise yeme-içme sektörü büyütüyor.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Kahve, çay, hamburger, çikolata gibi ürünler için düzenlenen festivaller, şirketler için yeni bir pazarlama platformu oldu. Festival pazarının hala önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğu da ifade ediliyor.
Geçmişte film ve müzikle sınırlı olan festival endüstrisi, yeme-içme sektörünün devreye girmesiyle hızlı bir büyüme sürecine girdi. Kahve, çay derken makarnadan mezeye, hamburgerden pizzaya kadar pek çok farklı ürün için festivaller düzenlenmeye başladı.
Belediyeler ve lokal etkinlikler de dahil olmak üzere festival pazarının 750 milyon TL’lik büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. Bunun 250-300 milyon TL’lik kısmını ise yeme-içme festivalleri oluşturuyor.
Son yıllarda hızlı bir büyüme ivmesi kazanan festival pazarı Türkiye’de hala ciddi bir potansiyele sahip. Zira dünya genelinde festival pazarının büyüklüğü 50 milyar dolara çıkıyor. Turizmi hareketlendiren festivaller bulundukları bölgede ve yan endüstrilerde ciddi bir hareketliliğe neden oluyor.
PAZARLAMA PLATFORMU
Festivaller, aynı zamanda şirketler için de bir pazarlama platformu. Festivaller, marka ve tüketici deneyiminin bir araya geldiği yepyeni bir etkinlik yapısı ortaya çıkarıyor. Uzmanlar, bu modeli ‘deneyim ekosistemi’ olarak adlandırıyor.
Burada tüketiciyle markaların ortak deneyimlerinin yaratıldığı çoklu iletişim kanallarının bütünü devrede oluyor. Festivallerde tüketiciye aynı anda hem dijital, hem analog, hem tat, hem görsel, hem işitsel, hem koku, hem bilgiyi bir arada sunmak mümkün oluyor. Bu ekosistem reklam verene, markalara ve şirketlere yepyeni bir fırsat sunuyor.
Elbette pazardaki bu hızlı büyüme birtakım sorunları da beraberinde getirmiş durumda. Bazı projeler yeterince profesyonel kurgulanmadığı için festival çizgisini yakalamayı başaramıyor. Bu noktada sektör geliştikçe iyi projelerin öne çıkması bekleniyor.
BURGER’İN FESTİVALİ VAR
Şirket festival işbirliğinin en önemli örneklerinden biri Hellmann’s Burger Fest. Unilever Food Solutions, 2012 yılında Türkiye pazarına soktuğu sos markası Hellmans’s ve burger için 2015’ten bu yana festival düzenliyor. Bu yıl Hellmann’s Burger Fest’te 4 bine yakın ziyaretçi 40’a yakın gurme burger çeşidini denedi. Festivalde 30 binden fazla burger tüketildi.
Unilever Food Solutions Pazarlama Direktörü Nihan Kayı, burger’in hem dünyada hem Türkiye’de çok büyük bir trend olduğunu ifade ediyor. Kayı, bu konuda şunları söylüyor: “Her gün yeni gurme burger restoranları açılıyor.
Restoranlar menülerinde burger’lere daha fazla yer veriyor. Tüketiciler de burger’i, çok seviyor. Biz de ürünümüzü Türkiye’de daha fazla insana denetmek, daha fazla kafe, restoran ve bistronun servis masasında ürünümüze yer vermek istedik. Ayrıca bu etkinlikle tüm sektörü ve tüketicileri bir araya getirmeyi başardık."
FESTİVAL ŞİRKETLERİ
Sektörün büyümesiyle birlikte son dönemde festival düzenlemeye odaklanan profesyonel ajanslar da kurulmaya başladı. Türkiye’deki ilk kurumsal festivallerden biri olan İstanbul Coffee Festivali düzenleyen dsm Group bunlardan biri.
İstanbul Coffee Festival’in yaratıcısı dsm group Ajans Başkanı Alper Sesli, “Büyük ekonomiler yaratan festival sektörü turizmi de geliştiriyor. Günümüzde dünyada 5 trilyon dolarlık bir endüstrinin önemli başlıklarından biri festival.
Bu yıl ve geçmiş yıllarda İstanbul Coffee Festival’in ziyaretçileri arasında İstanbul’da bulunan turistler de azımsanmayacak ölçüde yer aldı” diyor.
İstanbul Coffee Festival tek başına 20-25 milyon TL’lik bir ekonomi yaratıyor. 124 markanın yer aldığı festival, bu yıl 41 bin davetli ve biletli ziyaretçinin tekil ya da çoklu katılımıyla tamamlandı. 250 bin bardak kahve, 7,5 ton süt ve 50 bin şişe suyun tüketildiği festivalde, l40’ı dsm Group personeli olmak üzere bin 500’e yakın çalışan görev aldı.
YURTDIŞINDAN ZİYARETÇİ
Kısa bir süre önce festival işine adım atan şirketlerden biri RuAn Fuarcılık oldu. Şirket bu yıl ilk kez Ankara’da Uluslararası Ekmek Festivali’ni düzenledi. Bu festivalde 50’nin üzerinde katılımcı yer aldı.
Almanya, İtalya, İsrail, Bosna-Hersek, Fas, Kuveyt, Arjantin ülkelerinin büyükelçiliklerinin özel gösterileriyle katıldığı festival, 20 bin ziyaretçiyi ağırladı. Atılım Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, bilim insanlarıyla festivale destek verdi. Bu festival için 1,5 milyon TL’lik yatırım yapıldı.
RuAn Fuarcılık Proje Koordinatörü Yeliz Göçbak, dünyanın en büyük uluslararası ekmek festivaline imza attıklarını söylüyor. Göçbak, "Öncelikle festivaller sektörün ihtiyaçlarını, sorunlarını dile getirebildiği bir buluşma noktası oluyor.
Gerek sosyal gerek ticari anlamda olumlu dönüşler aldığımız festivallerde sektör nihai tüketiciyle buluşarak yanlış bilgilerden arındırıyor. Birçok şehir ve ülkenin bir araya geldiği festivallerde farklı kültürlerin bir mozaiği yaşanıyor” diyor.
ÇAY FESTİVALİ
Marmara Babil de bu yıl ilk kez İstanbul’da uluslararası çay festivalini düzenledi. 54 şirketin katıldığı etkinliği 7 bin 500 kişi ziyaret etti. Festivallerde son trendlerin ve özgün markaların buluştuğunu söyleyen Marmara Babil Genel Müdür Yardımcısı Meral McNabola, “Bu tür etkinlikler mevcut markaların tanıtımlarını yaparak sürdürülebilirliğine yönelik çalışmalara destek olmasına imkan tanıyor” diyor.
Uluslararası Çay Festivali’nin ikincisi için çalışmaların sürdüğünü söyleyen McNabola, önümüzdeki günlerde tarih ve mekan bilgilendirmesi yapacaklarını belirtiyor.
Şirketlerin tüketiciyle bir araya gelmesini sağlayan festivaller şirketlerin kendilerini daha iyi anlatabilmesi için de önemli bir fırsat sunuyor. Örneğin Nescafe festivallerin önemli katılımcı şirketlerinden biri.
Nestle Türkiye İçecekler Genel Müdürü Pınar Öney Bilsel, kahve kültürünün gelişimine katkıda bulunacak tüm platform ve etkinlikleri son derece değerli ve önemli bulduklarını söylüyor. Bilsel, “Biz de bu tarz etkinliklerde Nescafe’nin ürün yelpazesindeki yenilikçi ürünlerini, kahvedeki uzmanlığını ve sürdürülebilirlik yatırımlarını öne çıkarma fırsatı elde ediyor, tüketiciyle birebir temas kurma şansını yakalıyoruz” diyor.
AVM’LER İÇİN FIRSAT
Festivaller AVM’ler için de tüketiciyi çekebilecekleri etkinlikler arasına girmeye başladı. Ankara’nın ilk alışveriş merkezlerinden biri olan Bilkent Çenter, bu yıl ikinci kez Coffee Festival Ankara’yı gerçekleştirdi.
Coffee Festival Ankara’ya katılan yaklaşık 70 şirket bu yıl 25 bin kişiyi ağırladı. Bu etkinlikte festivale katılan şirketlerin yanı sıra çevredeki mağazalar da hareketlilikten olumlu etkileniyor. Bilkent Center Müdürü Ayhan Aytekin, mağazaların çoğunun hafta sonunda gerçekleştirdikleri rutin satışlarının dört katı satış yaptıklarını belirtiyor.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Kahve, çay, hamburger, çikolata gibi ürünler için düzenlenen festivaller, şirketler için yeni bir pazarlama platformu oldu. Festival pazarının hala önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğu da ifade ediliyor.
Geçmişte film ve müzikle sınırlı olan festival endüstrisi, yeme-içme sektörünün devreye girmesiyle hızlı bir büyüme sürecine girdi. Kahve, çay derken makarnadan mezeye, hamburgerden pizzaya kadar pek çok farklı ürün için festivaller düzenlenmeye başladı.
Belediyeler ve lokal etkinlikler de dahil olmak üzere festival pazarının 750 milyon TL’lik büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. Bunun 250-300 milyon TL’lik kısmını ise yeme-içme festivalleri oluşturuyor.
Son yıllarda hızlı bir büyüme ivmesi kazanan festival pazarı Türkiye’de hala ciddi bir potansiyele sahip. Zira dünya genelinde festival pazarının büyüklüğü 50 milyar dolara çıkıyor. Turizmi hareketlendiren festivaller bulundukları bölgede ve yan endüstrilerde ciddi bir hareketliliğe neden oluyor.
Festivaller, aynı zamanda şirketler için de bir pazarlama platformu. Festivaller, marka ve tüketici deneyiminin bir araya geldiği yepyeni bir etkinlik yapısı ortaya çıkarıyor. Uzmanlar, bu modeli ‘deneyim ekosistemi’ olarak adlandırıyor.
Burada tüketiciyle markaların ortak deneyimlerinin yaratıldığı çoklu iletişim kanallarının bütünü devrede oluyor. Festivallerde tüketiciye aynı anda hem dijital, hem analog, hem tat, hem görsel, hem işitsel, hem koku, hem bilgiyi bir arada sunmak mümkün oluyor. Bu ekosistem reklam verene, markalara ve şirketlere yepyeni bir fırsat sunuyor.
Elbette pazardaki bu hızlı büyüme birtakım sorunları da beraberinde getirmiş durumda. Bazı projeler yeterince profesyonel kurgulanmadığı için festival çizgisini yakalamayı başaramıyor. Bu noktada sektör geliştikçe iyi projelerin öne çıkması bekleniyor.
BURGER’İN FESTİVALİ VAR
Şirket festival işbirliğinin en önemli örneklerinden biri Hellmann’s Burger Fest. Unilever Food Solutions, 2012 yılında Türkiye pazarına soktuğu sos markası Hellmans’s ve burger için 2015’ten bu yana festival düzenliyor. Bu yıl Hellmann’s Burger Fest’te 4 bine yakın ziyaretçi 40’a yakın gurme burger çeşidini denedi. Festivalde 30 binden fazla burger tüketildi.
Unilever Food Solutions Pazarlama Direktörü Nihan Kayı, burger’in hem dünyada hem Türkiye’de çok büyük bir trend olduğunu ifade ediyor. Kayı, bu konuda şunları söylüyor: “Her gün yeni gurme burger restoranları açılıyor.
Restoranlar menülerinde burger’lere daha fazla yer veriyor. Tüketiciler de burger’i, çok seviyor. Biz de ürünümüzü Türkiye’de daha fazla insana denetmek, daha fazla kafe, restoran ve bistronun servis masasında ürünümüze yer vermek istedik. Ayrıca bu etkinlikle tüm sektörü ve tüketicileri bir araya getirmeyi başardık."
FESTİVAL ŞİRKETLERİ
Sektörün büyümesiyle birlikte son dönemde festival düzenlemeye odaklanan profesyonel ajanslar da kurulmaya başladı. Türkiye’deki ilk kurumsal festivallerden biri olan İstanbul Coffee Festivali düzenleyen dsm Group bunlardan biri.
İstanbul Coffee Festival’in yaratıcısı dsm group Ajans Başkanı Alper Sesli, “Büyük ekonomiler yaratan festival sektörü turizmi de geliştiriyor. Günümüzde dünyada 5 trilyon dolarlık bir endüstrinin önemli başlıklarından biri festival.
Bu yıl ve geçmiş yıllarda İstanbul Coffee Festival’in ziyaretçileri arasında İstanbul’da bulunan turistler de azımsanmayacak ölçüde yer aldı” diyor.
İstanbul Coffee Festival tek başına 20-25 milyon TL’lik bir ekonomi yaratıyor. 124 markanın yer aldığı festival, bu yıl 41 bin davetli ve biletli ziyaretçinin tekil ya da çoklu katılımıyla tamamlandı. 250 bin bardak kahve, 7,5 ton süt ve 50 bin şişe suyun tüketildiği festivalde, l40’ı dsm Group personeli olmak üzere bin 500’e yakın çalışan görev aldı.
YURTDIŞINDAN ZİYARETÇİ
Kısa bir süre önce festival işine adım atan şirketlerden biri RuAn Fuarcılık oldu. Şirket bu yıl ilk kez Ankara’da Uluslararası Ekmek Festivali’ni düzenledi. Bu festivalde 50’nin üzerinde katılımcı yer aldı.
Almanya, İtalya, İsrail, Bosna-Hersek, Fas, Kuveyt, Arjantin ülkelerinin büyükelçiliklerinin özel gösterileriyle katıldığı festival, 20 bin ziyaretçiyi ağırladı. Atılım Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, bilim insanlarıyla festivale destek verdi. Bu festival için 1,5 milyon TL’lik yatırım yapıldı.
RuAn Fuarcılık Proje Koordinatörü Yeliz Göçbak, dünyanın en büyük uluslararası ekmek festivaline imza attıklarını söylüyor. Göçbak, "Öncelikle festivaller sektörün ihtiyaçlarını, sorunlarını dile getirebildiği bir buluşma noktası oluyor.
Gerek sosyal gerek ticari anlamda olumlu dönüşler aldığımız festivallerde sektör nihai tüketiciyle buluşarak yanlış bilgilerden arındırıyor. Birçok şehir ve ülkenin bir araya geldiği festivallerde farklı kültürlerin bir mozaiği yaşanıyor” diyor.
ÇAY FESTİVALİ
Marmara Babil de bu yıl ilk kez İstanbul’da uluslararası çay festivalini düzenledi. 54 şirketin katıldığı etkinliği 7 bin 500 kişi ziyaret etti. Festivallerde son trendlerin ve özgün markaların buluştuğunu söyleyen Marmara Babil Genel Müdür Yardımcısı Meral McNabola, “Bu tür etkinlikler mevcut markaların tanıtımlarını yaparak sürdürülebilirliğine yönelik çalışmalara destek olmasına imkan tanıyor” diyor.
Uluslararası Çay Festivali’nin ikincisi için çalışmaların sürdüğünü söyleyen McNabola, önümüzdeki günlerde tarih ve mekan bilgilendirmesi yapacaklarını belirtiyor.
Şirketlerin tüketiciyle bir araya gelmesini sağlayan festivaller şirketlerin kendilerini daha iyi anlatabilmesi için de önemli bir fırsat sunuyor. Örneğin Nescafe festivallerin önemli katılımcı şirketlerinden biri.
Nestle Türkiye İçecekler Genel Müdürü Pınar Öney Bilsel, kahve kültürünün gelişimine katkıda bulunacak tüm platform ve etkinlikleri son derece değerli ve önemli bulduklarını söylüyor. Bilsel, “Biz de bu tarz etkinliklerde Nescafe’nin ürün yelpazesindeki yenilikçi ürünlerini, kahvedeki uzmanlığını ve sürdürülebilirlik yatırımlarını öne çıkarma fırsatı elde ediyor, tüketiciyle birebir temas kurma şansını yakalıyoruz” diyor.
AVM’LER İÇİN FIRSAT
Festivaller AVM’ler için de tüketiciyi çekebilecekleri etkinlikler arasına girmeye başladı. Ankara’nın ilk alışveriş merkezlerinden biri olan Bilkent Çenter, bu yıl ikinci kez Coffee Festival Ankara’yı gerçekleştirdi.
Coffee Festival Ankara’ya katılan yaklaşık 70 şirket bu yıl 25 bin kişiyi ağırladı. Bu etkinlikte festivale katılan şirketlerin yanı sıra çevredeki mağazalar da hareketlilikten olumlu etkileniyor. Bilkent Center Müdürü Ayhan Aytekin, mağazaların çoğunun hafta sonunda gerçekleştirdikleri rutin satışlarının dört katı satış yaptıklarını belirtiyor.