Dünyanın fosil yakıtlara olan bağımlılığı hala üst seviyelerde olmasına rağmen son dönemde yapılan yatırımlar ve teknolojik ilerlemeler sayesinde ‘temiz enerji’ de diyebileceğimiz yenilenebilir enerjinin tüketim oranlan giderek artıyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Bu bağlamda 2016 yıl sonu itibarıyla küresel nihai enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 20-21 bandında olduğu tahmin edilirken 2017 yılında ise bu oranın artması öngörülüyor.
Küresel ölçekte tüketilen toplam yenilenebilir enerjinin yaklaşık olarak yüzde 9’u geleneksel biyokütle denilen ve pişirme-ısınma gibi amaçlar doğrultusunda kullanılan enerji kaynaklarından karşılanırken, yüzde 10,3 u ise modem yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor.
Yaklaşık yüzde 10 olan modem yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı içerisinde ise biyokütle, jeotermal, güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyoyakıt gibi kaynaklardan elde edilen enerji çeşitleri bulunuyor.
Dünyanın fosil yakıtlara olan bağımlılığı hala üst seviyelerde olmasına rağmen son dönemde yapılan yatırımlar ve teknolojik ilerlemeler sayesinde ‘temiz enerji’ de diyebileceğimiz yenilenebilir enerjinin tüketim oranlan giderek artıyor. Bu bağlamda 2016 yıl sonu itibarıyla küresel nihai enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 20-21 bandında olduğu tahmin edilirken 2017 yılında ise bu oranın artması öngörülüyor.
Küresel ölçekte tüketilen toplam yenilenebilir enerjinin yaklaşık olarak yüzde 9'u geleneksel biyokütle denilen ve pişirme-ısınma gibi amaçlar doğrultusunda kullanılan enerji kaynaklarından karşılanırken, yüzde 10,3 u ise modem yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Yaklaşık yüzde 10 olan modem yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı içerisinde ise biyokütle, jeotermal, güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyoyakıt gibi kaynaklardan elde edilen enerji çeşitleri bulunuyor.
ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ PAYI
Gelişmekte olan ülkelerde enerji talebi hızlı bir şekilde artıyor ve fosil yakıtlar bu talebi karşılamada önemli bir rol oynuyor. Buna ilave olarak yenilenebilir enerji kaynakları ile elde edilen enerjinin fiyatlandırma açısından fosil yakıtlar ile rekabet edebilmesi, mevcut durumda pek mümkün görünmüyor.
Bu bakımdan yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içerisindeki payının artmasının zaman alacağı öngörülüyor. Ancak ülkeler, hükümet politikalarını yenilenebilir enerji kullanımını artırma ve bu alandaki teknolojilerin geliştirilmesi yönünde yapıyor.
Yenilenebilir enerji dünya elektrik üretiminde de önemli bir yere sahip. Toplam küresel elektrik üretiminin yüzde 23,7’si yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Bu oranın yüzde 16,6’lık kısmı hidroelektrik santralleri, yüzde 3,7’si rüzgar, yüzde 2’lik kısmı biyoenerji, yüzde 1’i fotovoltaik güneş sistemleri ve yüzde 0,4’ü ise jeotermal ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.
YATIRIMLAR ARTIYOR
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre 2014 yılı itibarıyla dünyada yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içerisindeki payı yaklaşık yüzde 20 olarak hesaplanırken bu oranın 2020 yılında en az yüzde 26 olması öngörülüyor. Diğer bir ifadeyle 2020 yılına gelindiğinde dünyada tüketilen enerjinin dörtte birinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı tahmin ediliyor.
Bu nedenle başta Çin, Japonya ve Hindistan gibi fosil kaynaklardan yoksun olan ve ihtiyaç duyduğu enerjiyi dışarıdan ithal ederek karşılamaya çalışan birçok ülkenin yenilenebilir enerjiye dönük önemli yatırımlar gerçekleştirdikleri görülüyor.
YÜZDE 172’LİK ARTIŞ
Dünyada yenilenebilir enerji açısından durum bu şekilde iken tükettiği enerjinin büyük bir bölümünü dışarıdan temin eden Türkiye’de özellikle son 15 yıllık dönemde yenilenebilir enerji alanında ciddi ilerlemeler göze çarpıyor. 2002 yılında yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücü 12 bin 277 MW olan Türkiye’nin 2015 yılı itibarıyla bu gücü 31 bin 700 MW’a, 2016 yılında ise 34 bin 200 MW seviyelerine çıkardığı görülüyor. Haziran 2017 itibariyle ise kurulu güç 35 bin 500 MW’a çıktı. Bugün toplam kurulu gücün yüzde 44’ü yenilenebilir ener'iden geliyor.
Yenilenebilir kaynaklar kullanılarak elde edilen elektrik üretimi ise 2002 yılında 34 milyar kWh iken bugünlerde bu rakam 84 milyar kWh düzeyine geldi ve bu alanda ciddi bir ilerleme gerçekleştirildi. ‘Ulusal Yenilenebilir Ene' Eylem Planı’ kapsamında Türkiye’nin 2023 yılı için toplam ener'i tüketimi 1,2 trilyon MWh olarak tahmin ediliyor.
Bu tüketimin 252 milyar MWh’lık kısmının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması öngörülüyor. Bu ilerlemeler göz önüne alındığında Türkiye’nin 2023 hedefleri kapsamındaki toplam ener'i tüketiminin en az üçte birini yenilenebilir ener'i kaynaklarından karşılaması adına önünde önemli bir süreç bulunuyor.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Türkiye’nin ener'ide dışa bağımlılığı yüzde 70 civarında. Bu oranın ilerleyen dönemlerde artabileceği varsayımı altında yerli ve yenilenebilir ener'i kaynaklarının kullanılmasını teşvik etmek kaçınılmaz bir hal alıyor. Bunun yanında ener'inin verimli bir şekilde kullanılmasının da özellikle Türkiye gibi ene'yi dışarıdan satın alan ülkeler açısından oldukça önemli olduğuna vurgu yapılıyor.
Sektör temsilcileri, bu konuda şunları söylüyor: “Türkiye’de elektrik ener-'isi üretim aşamasında kömür ve do-ğalgaz kaynaklarının üstünlüğü bulunuyor. Bunların ardından ise barajlar ve hidroelektrik santraller vasıtasıyla elektrik üretimi geliyor. Rüzgar, güneş, 'eotermal ve diğer ener'i kaynaklarının elektrik ener'isi üretimindeki payları ise yüzde 10’u geçmiyor.”
2023 HEDEFİ
Uluslararası Ener'i Ajansı’na (IEA) üye ülkeler arasında Türkiye, elektrik üretiminde yenilenebilir ener'i kaynaklarının kullanımı açısından 13’üncü sırada. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payının en az yüzde 30 olması hedefleniyor.
Bu doğrultuda, yapılan çalışmalara ve yıllık gelişmelere bakıldığında 2023 hedeflerinin yakalanabileceği görülebiliyor. Tüm bunların yanında TEİAŞ’ın tahminlerine göre 2023 yılında Türkiye’nin elektrik talebinin bugüne oranla iki kat artarak 500 milyar MW’a yaklaşacağı ve bu talebi karşılayabilmek adına halihazırdaki toplam kurulu gücün 100 bin MW olması gerektiği varsayımı altında, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili yüzde 30’luk hedefin tutturulması bir planlamadan ziyade zorunluluk halini alıyor.
PROJELER DESTEKLENİYOR
Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar önceki yıla oranla yüzde 46 oranında artarak 2015 yılında 1,9 milyar dolara yükseldi. Türkiye bu yatırımlarla yenilenebilir enerji alanında İngiltere, Fransa ve Hollanda ile birlikte 1 milyar dolar eşiğini aşan dört Avrupa ülkesinden biri oldu.
Ayrıca Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) Gelişmekte Olan Piyasalarda İklim Değişikliği Yatırım Fırsatları Raporu’nda Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında 2020'ye kadar yaklaşık 28 milyar dolar yatırım çekeceği öngörülüyor.
Fosil yakıtların kirliliğine, karbon salınımına alternatif olan yenilebilir enerjinin görünür gelecekte dünya enerji bileşimindeki payının bugüne göre artacağına vurgu yapan The Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü şöyle devam ediyor: "Ancak yenilenebilir enerji de diğer yakıtlar ile birlikte gelişmek zorunda.
Bu alandaki yatırımlar ekolojik dengeye uyumlu olmalı. Yenilenebilir enerjinin olumsuz yönlerinin düzenleme ve denetimlerle törpülenmesi gerekli. Türkiye açısında bakıldığında ise ülkemiz zengin yenilenebilir potansiyeli ile dünyanın önemli teknoloji yaratıcısı, yenilenebilir imalatçısı olma imkanına sahip."
İLERLEME VAR MI?
Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Genel Müdürü Engin Kuzucu, Türkiye’nin özellikle son yıllarda yenilenebilir enerji alanında çok önemli ilerlemeler kaydettiğini söylüyor. Kuzucu, mevcut yenilenebilir enerji kapasitesi ve hesaplanan toplam potansiyeli göz önüne alındığında Türkiye’nin gelecekteki hedefleri tutturabilme imkanının olduğuna inanıyor.
Kuzucu, bu konuda şunları anlatıyor: “Yenilenebilir enerjiye yapılan ve yapılacak olan yatırımlar, bizim faaliyet gösterdiğimiz enerji lojistiği alanında da iş hacminin artmasını sağlıyor. Türkiye’nin enerji lojistiğinin yıllık 150 milyon Euro’luk bir büyüklüğe sahip olduğu söylenebilir. 2020 yılına kadar ise 500 milyon Euro düzeyinde bir büyüklüğe ulaşacağımızı öngörüyoruz. Biz de bu alanda gerekli yatırım ve hazırlıklarımızı yapıyoruz.”
HEDEF 45 BİN MW
Öte yandan yenilenebilir enerjinin Türkiye için öneminden yola çıkılarak AR-GE noktasında yapılan ve yapılacak projelere finan-sal destekler sağlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yanında Dünya Bankası gibi çeşitli uluslararası finans kuruluşları da yenilenebilir enerji projelerine destek veriyor.
Türkiye’nin enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payının her geçen gün arttığını belirten Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal, yenilenebilir enerjide kurulu gücümüzün haziran ayı itibariyle 35 bin 500 MW’a ulaştığını söylüyor. Böylece yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payının yüzde 44’leri bulduğuna dikkat çeken Özdal, şunları anlatıyor: ’’Yenilenebilir enerji üretiminin 2017 yılının ilk altı ayında toplam üretim içindeki payına baktığımızda ise yüzde 31 seviyelerine geldiğini görüyoruz.
Ülkemizin sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli ile Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projeleri göz önüne alındığında, bu kumlu gücün önümüzdeki yıllarda daha da artarak 45 bin MW seviyelerine yaklaşacağını öngörüyoruz. Yenilenebilir enerjinin üretimdeki oranını artıracak önemli bir adım da enerji depolama teknolojisindeki gelişmeler olacak.”
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Bu bağlamda 2016 yıl sonu itibarıyla küresel nihai enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 20-21 bandında olduğu tahmin edilirken 2017 yılında ise bu oranın artması öngörülüyor.
Küresel ölçekte tüketilen toplam yenilenebilir enerjinin yaklaşık olarak yüzde 9’u geleneksel biyokütle denilen ve pişirme-ısınma gibi amaçlar doğrultusunda kullanılan enerji kaynaklarından karşılanırken, yüzde 10,3 u ise modem yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor.
Yaklaşık yüzde 10 olan modem yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı içerisinde ise biyokütle, jeotermal, güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyoyakıt gibi kaynaklardan elde edilen enerji çeşitleri bulunuyor.
Dünyanın fosil yakıtlara olan bağımlılığı hala üst seviyelerde olmasına rağmen son dönemde yapılan yatırımlar ve teknolojik ilerlemeler sayesinde ‘temiz enerji’ de diyebileceğimiz yenilenebilir enerjinin tüketim oranlan giderek artıyor. Bu bağlamda 2016 yıl sonu itibarıyla küresel nihai enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 20-21 bandında olduğu tahmin edilirken 2017 yılında ise bu oranın artması öngörülüyor.
Küresel ölçekte tüketilen toplam yenilenebilir enerjinin yaklaşık olarak yüzde 9'u geleneksel biyokütle denilen ve pişirme-ısınma gibi amaçlar doğrultusunda kullanılan enerji kaynaklarından karşılanırken, yüzde 10,3 u ise modem yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Yaklaşık yüzde 10 olan modem yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı içerisinde ise biyokütle, jeotermal, güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyoyakıt gibi kaynaklardan elde edilen enerji çeşitleri bulunuyor.
ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ PAYI
Gelişmekte olan ülkelerde enerji talebi hızlı bir şekilde artıyor ve fosil yakıtlar bu talebi karşılamada önemli bir rol oynuyor. Buna ilave olarak yenilenebilir enerji kaynakları ile elde edilen enerjinin fiyatlandırma açısından fosil yakıtlar ile rekabet edebilmesi, mevcut durumda pek mümkün görünmüyor.
Bu bakımdan yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içerisindeki payının artmasının zaman alacağı öngörülüyor. Ancak ülkeler, hükümet politikalarını yenilenebilir enerji kullanımını artırma ve bu alandaki teknolojilerin geliştirilmesi yönünde yapıyor.
Yenilenebilir enerji dünya elektrik üretiminde de önemli bir yere sahip. Toplam küresel elektrik üretiminin yüzde 23,7’si yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Bu oranın yüzde 16,6’lık kısmı hidroelektrik santralleri, yüzde 3,7’si rüzgar, yüzde 2’lik kısmı biyoenerji, yüzde 1’i fotovoltaik güneş sistemleri ve yüzde 0,4’ü ise jeotermal ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.
YATIRIMLAR ARTIYOR
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre 2014 yılı itibarıyla dünyada yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içerisindeki payı yaklaşık yüzde 20 olarak hesaplanırken bu oranın 2020 yılında en az yüzde 26 olması öngörülüyor. Diğer bir ifadeyle 2020 yılına gelindiğinde dünyada tüketilen enerjinin dörtte birinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı tahmin ediliyor.
Bu nedenle başta Çin, Japonya ve Hindistan gibi fosil kaynaklardan yoksun olan ve ihtiyaç duyduğu enerjiyi dışarıdan ithal ederek karşılamaya çalışan birçok ülkenin yenilenebilir enerjiye dönük önemli yatırımlar gerçekleştirdikleri görülüyor.
YÜZDE 172’LİK ARTIŞ
Dünyada yenilenebilir enerji açısından durum bu şekilde iken tükettiği enerjinin büyük bir bölümünü dışarıdan temin eden Türkiye’de özellikle son 15 yıllık dönemde yenilenebilir enerji alanında ciddi ilerlemeler göze çarpıyor. 2002 yılında yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücü 12 bin 277 MW olan Türkiye’nin 2015 yılı itibarıyla bu gücü 31 bin 700 MW’a, 2016 yılında ise 34 bin 200 MW seviyelerine çıkardığı görülüyor. Haziran 2017 itibariyle ise kurulu güç 35 bin 500 MW’a çıktı. Bugün toplam kurulu gücün yüzde 44’ü yenilenebilir ener'iden geliyor.
Yenilenebilir kaynaklar kullanılarak elde edilen elektrik üretimi ise 2002 yılında 34 milyar kWh iken bugünlerde bu rakam 84 milyar kWh düzeyine geldi ve bu alanda ciddi bir ilerleme gerçekleştirildi. ‘Ulusal Yenilenebilir Ene' Eylem Planı’ kapsamında Türkiye’nin 2023 yılı için toplam ener'i tüketimi 1,2 trilyon MWh olarak tahmin ediliyor.
Bu tüketimin 252 milyar MWh’lık kısmının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması öngörülüyor. Bu ilerlemeler göz önüne alındığında Türkiye’nin 2023 hedefleri kapsamındaki toplam ener'i tüketiminin en az üçte birini yenilenebilir ener'i kaynaklarından karşılaması adına önünde önemli bir süreç bulunuyor.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Türkiye’nin ener'ide dışa bağımlılığı yüzde 70 civarında. Bu oranın ilerleyen dönemlerde artabileceği varsayımı altında yerli ve yenilenebilir ener'i kaynaklarının kullanılmasını teşvik etmek kaçınılmaz bir hal alıyor. Bunun yanında ener'inin verimli bir şekilde kullanılmasının da özellikle Türkiye gibi ene'yi dışarıdan satın alan ülkeler açısından oldukça önemli olduğuna vurgu yapılıyor.
Sektör temsilcileri, bu konuda şunları söylüyor: “Türkiye’de elektrik ener-'isi üretim aşamasında kömür ve do-ğalgaz kaynaklarının üstünlüğü bulunuyor. Bunların ardından ise barajlar ve hidroelektrik santraller vasıtasıyla elektrik üretimi geliyor. Rüzgar, güneş, 'eotermal ve diğer ener'i kaynaklarının elektrik ener'isi üretimindeki payları ise yüzde 10’u geçmiyor.”
2023 HEDEFİ
Uluslararası Ener'i Ajansı’na (IEA) üye ülkeler arasında Türkiye, elektrik üretiminde yenilenebilir ener'i kaynaklarının kullanımı açısından 13’üncü sırada. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payının en az yüzde 30 olması hedefleniyor.
Bu doğrultuda, yapılan çalışmalara ve yıllık gelişmelere bakıldığında 2023 hedeflerinin yakalanabileceği görülebiliyor. Tüm bunların yanında TEİAŞ’ın tahminlerine göre 2023 yılında Türkiye’nin elektrik talebinin bugüne oranla iki kat artarak 500 milyar MW’a yaklaşacağı ve bu talebi karşılayabilmek adına halihazırdaki toplam kurulu gücün 100 bin MW olması gerektiği varsayımı altında, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili yüzde 30’luk hedefin tutturulması bir planlamadan ziyade zorunluluk halini alıyor.
PROJELER DESTEKLENİYOR
Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar önceki yıla oranla yüzde 46 oranında artarak 2015 yılında 1,9 milyar dolara yükseldi. Türkiye bu yatırımlarla yenilenebilir enerji alanında İngiltere, Fransa ve Hollanda ile birlikte 1 milyar dolar eşiğini aşan dört Avrupa ülkesinden biri oldu.
Ayrıca Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) Gelişmekte Olan Piyasalarda İklim Değişikliği Yatırım Fırsatları Raporu’nda Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında 2020'ye kadar yaklaşık 28 milyar dolar yatırım çekeceği öngörülüyor.
Fosil yakıtların kirliliğine, karbon salınımına alternatif olan yenilebilir enerjinin görünür gelecekte dünya enerji bileşimindeki payının bugüne göre artacağına vurgu yapan The Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü şöyle devam ediyor: "Ancak yenilenebilir enerji de diğer yakıtlar ile birlikte gelişmek zorunda.
Bu alandaki yatırımlar ekolojik dengeye uyumlu olmalı. Yenilenebilir enerjinin olumsuz yönlerinin düzenleme ve denetimlerle törpülenmesi gerekli. Türkiye açısında bakıldığında ise ülkemiz zengin yenilenebilir potansiyeli ile dünyanın önemli teknoloji yaratıcısı, yenilenebilir imalatçısı olma imkanına sahip."
İLERLEME VAR MI?
Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Genel Müdürü Engin Kuzucu, Türkiye’nin özellikle son yıllarda yenilenebilir enerji alanında çok önemli ilerlemeler kaydettiğini söylüyor. Kuzucu, mevcut yenilenebilir enerji kapasitesi ve hesaplanan toplam potansiyeli göz önüne alındığında Türkiye’nin gelecekteki hedefleri tutturabilme imkanının olduğuna inanıyor.
Kuzucu, bu konuda şunları anlatıyor: “Yenilenebilir enerjiye yapılan ve yapılacak olan yatırımlar, bizim faaliyet gösterdiğimiz enerji lojistiği alanında da iş hacminin artmasını sağlıyor. Türkiye’nin enerji lojistiğinin yıllık 150 milyon Euro’luk bir büyüklüğe sahip olduğu söylenebilir. 2020 yılına kadar ise 500 milyon Euro düzeyinde bir büyüklüğe ulaşacağımızı öngörüyoruz. Biz de bu alanda gerekli yatırım ve hazırlıklarımızı yapıyoruz.”
HEDEF 45 BİN MW
Öte yandan yenilenebilir enerjinin Türkiye için öneminden yola çıkılarak AR-GE noktasında yapılan ve yapılacak projelere finan-sal destekler sağlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yanında Dünya Bankası gibi çeşitli uluslararası finans kuruluşları da yenilenebilir enerji projelerine destek veriyor.
Türkiye’nin enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payının her geçen gün arttığını belirten Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal, yenilenebilir enerjide kurulu gücümüzün haziran ayı itibariyle 35 bin 500 MW’a ulaştığını söylüyor. Böylece yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payının yüzde 44’leri bulduğuna dikkat çeken Özdal, şunları anlatıyor: ’’Yenilenebilir enerji üretiminin 2017 yılının ilk altı ayında toplam üretim içindeki payına baktığımızda ise yüzde 31 seviyelerine geldiğini görüyoruz.
Ülkemizin sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli ile Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projeleri göz önüne alındığında, bu kumlu gücün önümüzdeki yıllarda daha da artarak 45 bin MW seviyelerine yaklaşacağını öngörüyoruz. Yenilenebilir enerjinin üretimdeki oranını artıracak önemli bir adım da enerji depolama teknolojisindeki gelişmeler olacak.”